Beylikdüzü’nde Marmara Yapı A.Ş. ile Günpark A.Ş. işbirliği ile hayat geçilen ’Marmara Günpark Evleri’ projesinin tanıtımı düzenlenen toplantıyla tanıtıldı. Projenin yerli yabancılar tarafından ilgi gördüğü belirtildi.

İstanbul’un konut sektöründeki en hareketli ilçelerinden Beylikdüzü’nde bir proje daha hayata geçirildi. Marmara Yapı A.Ş. ile Günpark A.Ş. işbirliği ile hayat geçilen ’Marmara Gün Park Evleri’ projesinin tanıtımı düzenlenen toplantıyla tanıtıldı. Projesinin tanıtımına Marmara Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Orakçı, Beylikdüzü AK Parti İlçe Başkanı Av. İsmail Damat, iş adamları, STK temsilcileri ve davetliler katıldı. Proje alanında kurdele kesimi ardından temsili olarak beton aktarma aracı ile beton dökümü gerçekleştirildi. Daha önce temeli atılan projenin 2018 yılının sonuna kadar bitirilmesi planlanıyor. Proje hakkında bilgi veren Vehbi Orakçı, Türkiye’deki konut sektörü ve konutlara yerli ve yabancı alıcıların ilgisi değerlendirdi.

Vehbi Orakçı, proje ile ilgili yaptığı açıklamada, "Projemiz yaklaşık 5 dönüm arsa üzerine kurulan 6 bloktan oluşuyor. 76 bağımsız konut ve 7 dükkan olmak üzere az katlı, deniz manzaralı bir konumda. Yanında cami, üst sokakta özel kolej bulunuyor. Hem manzara hem de katının az olma nedeniyle yoğunluk açısında ideal ölçekte bir proje diyebiliriz. Belediye başkanlığım döneminde buranın imar programını yaparken, olabildiğince az katlı, yeşil dokunun korunduğu ve yoğunluğun fazla abartılmadığı bir plan hayal etmiştik. Bu plan doğrultusunda kendi işimizi yapma durumundayız. Proje, yatırımcılar ve alıcılar tarafından rağbet gördü. Ekonomimizin daraldığı kanaatine rağmen bu kaygıyı paylaşmadığımızı, bu kaygıya esir düşmediğimizi yeni projelerle ifade etmek istiyoruz. Şirket olarak politikamızı; yurtdışı, yurtiçinde bazen yalnız bazen partner alarak yatırımlarımızı sürdürmeye devam ediyoruz. Projemizde çoğunlukla konutlar 2+1 ama 3+1’ler de var. Evlenen çiftler ’babam da yakında olsun’ derse belki 1+1’ler de olabilir. Konutların bulunduğu alanda dükkanlar da yer alıyor" dedi.

"Birçok insan buraya ilk geldiğinde asla oturmam derken, bir zaman sonra taşındıklarını görüyoruz"

Beylikdüzü’ndeki konut sektörünü de değerlendiren Orakçı, "Buraya karşı ön yargısı olan insanların düğün, cenaze ve eş-dost ziyaretine geldiklerinde buradaki ortamı gördüklerinde; yoğunluğun olmadığı, trafiğin, hava kirliği olmadığı tam tersine deniz manzarasının, eğitimli-kültürlü insanların yoğunlaştı bir kent olması nedeniyle buraya gönül bağları oluşuyor. Birçok insan buraya ilk geldiğinde asla oturmam derken, bir zaman sonra taşındıklarını görüyoruz. Bu bölgedeki konutların özelliği genellikle az katlı olması ve insan profilinin köyden kente göç edenler değil de, İstanbul’da uzun yıllar yaşayanların olduğu semt olması nedeniyle yaşam kalitesi yüksek olan bir bölge" şeklinde konuştu.

"Yabancı alıcıların yoğun talepleri oldu"

Konutlarda yabancı alıcıların ilgisine değinen Orakçı, "Bizim projelerimizde yabancılar yüzde 20 oranında yatırım ya da belli zamanlarda oturmak için ev alıyorlar. Bu projemize de yoğun talepleri oldu. Deniz manzaralı ve konak tipi yapılar onlar için uygun bir model. Bu etkinlikte Katar ve Kuveyt’ten ajanslar yer aldı. Konut alımlarında yabancı talebi olacak" ifadelerini kullandı.

"İstanbul’un marka değeri yüksek"

Orakçı, Türkiye’deki konut sektörünün geldiği nokta ile ilgili ise şunları söyledi:

"Okumalarımız, gözlemlerimiz ve bağımsız kurumların raporlarına göre bir endişe olduğu kanaati dile getiriliyor. Kişisel görüşüm, Türkiye ve İstanbul bu endişe teslim olmak yerine bu endişenin üzerine gitmesi lazım. Çünkü bizim artan ve genç bir nüfusumuz var. Örnek verirsek; iki oğlum ve bir kızım var, biz tek bir evde oturuyoruz. Çocuklarım büyüdüğünde biz 3-4 ev olacağız. Dolayısıyla nüfusa bağlı olarak konut ihtiyacı var. İstanbul, Anadolu’dan göç almaya hala devam ediyor. Arap yarımadası, Balkanlar, Ortadoğu’dan hatta Avrupa’nın farklı yerlerinden de rağbet gören bir kent. İstanbul’un marka değeri yüksek. Türkiye’nin gelişen bir trendi var. Kanaatimce, dönemsel bir duraklamaya teslim olmak yerine o duraklamanın üzerine gitmek lazım. Yatırımlar ve projeler maksimum olmasa bile makul ölçekte risk alıp yürümekte fayda var diye düşünüyorum."