İlahiyatçı Prof. Dr. Hakan Olgun, “Kötü mihraplar tarafından kolayca manipüle edilebilen toplumumuzun, duygusal zeminden çıkıp bilgi düzeyine geçmesi lazım. İnsanlarımızı Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) gibi dini istismarlara karşı, elimizdeki tek silahımız olan doğru dini bilgiyle donatmalıyız” dedi.

Bingöl Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve İlahiyatçı Prof.Dr. Hakan Olgun, 15 Temmuz’un Türkiye tarihinde önemli bir kırılma noktasını ifade ettiğini belirterek yapılması gerekenlerle ilgili açıklamalarda bulundu.

Rektör Yardımcısı Olgun, “Müslüman bir delikten iki defa ısırılmaz diye bir kaide vardır. Umarım bu yaşanan tecrübe Türkiye deki milletimiz için yeni tehditlerin yeni tehlikelerin önünü almak açısından güzel önlemler almamızı söyleyen bir uyarı olmuş olsun” diye konuştu.

FETÖ’nün baştan sona bir istismar harekatı olduğunu vurgulayan Olgun, genç nesilleri çeşitli vaatlerle kandırarak, dini duygularını istismar ettiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti:

“Şimdi şöyle bir örnek verelim genç bir nesil aldığımızı düşünelim gençlik için asıl olan nedirç Meslektir, eğitimdir, sosyal çevredir, iş arayışıdır, evliliktir. Söz konusu örgüt bütün gençlere bunları vadetmek suretiyle yani sosyal bir çevre oluşturmak, iyi bir eğitim almak hatta kataloglar üzerinden eş seçimine kadar işi götürerek, bir anlamda toplumun bütün manevi duygularını, bütün medeni taleplerini bütün fıkhı ihtiyaçları sonuna kadar istismar etmiş bir örgütle karşı karşıyayız.”

"Artık ikinci aşamaya geçmemiz gerekiyor"

Toplumun yeterince dini bilgiye sahip olmadığını ve istismara açık olduğunu vurgulayan Olgun, “Geçtiğimiz bir seneyi şehitlerimizi anarak, milli birlik ve beraberlik vurgusu yaparak geçirdik. Ama artık ikinci aşamaya geçmemiz gerekiyor. Sözünü ettiğimiz ikinci aşama ise biz nerede hata yaptık sorusunun cevabını aramaktır. Nerede hata yaptık. Ben bir Yunanistan akademisi olarak kendimce cevabı şöyle veriyorum, bu durum tamamen doğru dini eğitimin verilememesi hatasıdır. Biz gençlerimize kula kul olmamak, bir başkasını eteğine yapışmamak, başkasının iradesine kendi irademizi satmamak şeklinde sadece Allah’a kul olmak, Allah resulünü örnek almak onun dışında hiçbir bilgiyi, öğretiyi körü körüne kabul etmeyi öğretemedik. Umarım bu vesile olur bazen şerlerden de hayır çıkar” ifadelerine yer verdi.

“Duygusal toplumdan, bilgi düzeyine geçmeliyiz”

FETÖ, DEAŞ ve PKK’nın insanların duygularını körelterek, egemenlik altına alan terör grupları olduğunu ifade eden Olgun, "Bütün terör örgütleri aslında insanların ya dinini, ya duygusunu ya maneviyatını duygusal yönünü istismar ederek yol almaktadır. Bu yüzden altı çizilmesi gereken konu, toplumumuzun artık duygusal zeminden bilgi düzeyine geçmesi lazım. Yani bilgi toplumu olmamız lazım. Maalesef bizim toplumumuzda, hele ki doğu coğrafyamız duygusal insanlardan oluşmaktadır. Bu duygusallık kötü mihraplar tarafından kolayca manipüle edilmekte, istismar edilmektedir. Bizim bu açıdan tüm terör örgütleri için alacağımız en iyi önlem, bilgi toplumu düzeyinde bir eğitime özellikle doğru dini bilgi düzeyine geçmemiz gerekiyor" diyerek sözlerini tamamladı.