KARABÜK (AA) - Karabük'te, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında, Karabük Üniversitesi'nde görev yapmış, aralarında FETÖ'nün "hava kuvvetleri imamı" firari Adil Öksüz'ün kardeşi Ahmet Öksüz'ün de bulunduğu 16 şüpheli hakkında açılan davanın görülmesine devam edildi.

Karabük Ağır Ceza Mahkemesinde görülen dördüncü duruşma için tutuklu sanıklar Ahmet Öksüz, Cahid Özdeveci̇, Erdal Bi̇ber, Hakan Suvak, Hüseyin Ci̇noğlu, Hüseyin Çevi̇k, Süleyman Semi̇z ve Salih Yıldırım, geniş güvenlik önlemleri altında Karabük Adliyesine getirildi.

Kontrol noktası oluşturan, çevrede tedbir alan emniyet güçleri, avukatların yanı sıra sanık yakınları ve izleyicilerinin de X-Ray cihazından geçerek üst araması yapıldıktan sonra salona girişine izin verdi.

Duruşmada, tutuklu 8 sanıkla, tutuksuz sanıklar Turgay Türker, Rüveyda Kılıçbay, Aladdin Yılmaz, Serkan Esen ve Mahmut Çeli̇k, sanık yakınları ve avukatları hazır bulundu.

Burhaniye F Tipi Cezaevi'nde bulunan tutuklu sanık Seymen Kahraman ve tutuksuz sanık Mustafa Kurt ise Bigadiç Asliye Ceza Mahkemesi'nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden duruşmaya bağlandı.

Duruşmada, firari sanık Halil İbrahim Demi̇rci̇ yer almadı.

- "Ağabeyimi hiçbir zaman korumadım"

Karabük Üniversitesi'nde görevliyken ihraç edilen Ahmet Öksüz, savunmasında, iddianamede ağabeyi Adil Öksüz'ü koruduğuna dair cümlelerin yer aldığını, bunun doğru olmadığını belirterek, bir tek koruyucu kelimesinin bulunmayacağını söyledi.

Ağabeyiyle ilgili ifadesinde çelişkili cümlelerin de iddianamede okunduğunu ifade eden Öksüz, "Hangi ifadem bir diğeriyle çelişiyor. Ağabeyimi hiçbir zaman korumadım. Aynı soy ismi taşımamak için de değişiklik için mahkemeye başvuru yaptım. Ağabeyimle 15 Temmuz öncesinde 26 Mart'ta baldızımın düğününde görüştüm. Ondan sonra ne yüz yüze, ne de telefonla görüştüm. Son 7 sene içinde ağabeyimle telefon görüşmem bir elin parmaklarını geçmez. Ağabeyimle ancak babamın evinde bayramdan bayrama tesadüfen görüşürdük. Onun dışında görüşmem olmamıştır." diye konuştu.

Kaçma şüphesinin olmadığından bahseden Öksüz, "Diğer iki kardeşim kaçtı, ben de kaçabilirdim. Dolayısıyla ben vatanıma, milletime ve yasalara karşı herhangi bir illegal iş yapmadığıma inanıyorum." ifadesini kullandı.

- "Kardeş olma iradesi bana ait değil"

Kendisine her yerde 'Adil Öksüz' diye hitap edildiğini anlatan Öksüz, "Cezaevine avukatım geldiği zaman beni 'Adil Öksüz' diye çağırıyorlar. Sağlığımla ilgili iğne olmaya gideceğim zaman 'Adil Öksüz' diye çağırıyorlar. Hastanede bana 'Adil Öksüz' diye hitap ediyorlar. Adli heyet raporunda heyet başkanı bana bizzat 'Adil Öksüz' diye hitap ediyor. Burada da en büyük sıkıntım Adil Öksüz'dür. Ailede sanki herkes FETÖ'cü gibi sorun algıladım. Ben Ahmet Öksüz olarak yargılanmak istiyorum. Adil Öksüz ile kardeş olma iradesi bana ait değil. Benim bu kişi ile bir irtibatım yok." diye konuştu.

- "Suç duyurusunda bulunacağım"

Tutuksuz sanık Mustafa Kurt ise Karabük Üniversitesi'ndeki bilgisayarını kırdığı ve hard diskini aldığı yönündeki suçlamaların doğru olmadığını anlatarak, görgü tanıkları ve kamera kayıtlarından ortaya çıktığını, bunu yapanların bulunması gerektiğini bildirdi.

Hard diski alan kişi ya da kişiler hakkında suç duyurusunda bulunacağını dile getiren Kurt, kendisini FETÖ ile bağlantılı gösteren Karabük Üniversitesi yetkililerinin de mahkemeye gelerek bazı konuları cevaplaması gerektiğini aktardı.

Kurt, ispatlayamadıkları her konu hakkında yasal haklarını arayacağını sözlerine ekledi.

Suçlamaları kabul etmeyen diğer sanıklar, tek tek savunmalarını yaptı.

Daha sonra talepleri alınan sanık avukatları, müvekkillerinin tahliyesini ve haklarındaki tedbir kararının kaldırılmasını istedi.

Mahkeme heyeti, tutuksuz sanıkların adli kontrol şartının devamına, tutuklu sanıklardan Erdal Bi̇ber, Cahid Özdeveci̇ ve Seymen Kahraman'ın adli kontrol şartı ve yurt dışına çıkış yasağıyla tahliyesine, Öksüz dahil diğer sanıkların ise tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.

- İddianameden

Karabük Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 84 sayfalık iddianamede, 14'ü tutuklu, 1'i tutuksuz ve 1'i firari olmak üzere 16 sanığın, 17-25 Aralık sonrası, 2014 yılı içerisinde Bank Asya hesaplarına çeşitli miktarlarda ve küsuratlı olarak yaklaşık 1 milyon Türk lirası yatırdıkları, ayrıca diğer bankalardan da kredi kullandıkları yer alıyor.

Haklarında kamu davası açılan sanıkların, TCK'nın 314/2 maddesi gereğince "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan, 5 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları isteniyor.

Sanıkların yargılanmasına 8 Mart'ta başlanmıştı.