1976 yılında Milli Kütüphane Başkanlığı’na yaklaşık 40 bin eserle devredilen ve 12 Eylül 1980 darbesinde el konularak çürümeye terk edilen "Türk Ocağı Koleksiyonu", Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın özverili çalışmaları ile yeniden hayat buldu.
12 Eylül 1980 darbesinin ardından el konulan "Türk Ocağı Koleksiyonu"na ait eserler yıllarca sahipsiz bırakılarak, Milli Kütüphane depolarında çürümeye terk edildi. Koleksiyon, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’in göreve gelmesiyle inceleme talimatı verdiği depoda bir yetkilinin dikkati sonucu fark edildi. Daha sonra koleksiyonda yer alan eserler tek tek tasnif edildi. Selahattin Ömer’in Kurtuluş Savaşı’nı yansıtan 24 tablosu da gün yüzüne çıkarıldı.
"Türk Ocağı Koleksiyonu", çoğunluğu yabancı dilde nadir eser olan yaklaşık 40 bin eserden oluşuyor. 17 cilt içinde toplam 24 el yazması kitabın yer aldığı belirlenen koleksiyonda harf inkılabından önce basılan 3 bin 261, Arap harfli Türkçe, Osmanlıca, Arapça, Farsça ve Urduca kitap ve süreli yayınlar yer alıyor. Koleksiyonda Türk matbaacısı İbrahim Müteferrika tarafından basılan ve "ilk matbu eser" olma özelliği taşıyan "Vankulu Lügati", Şemsettin Sami’nin "Kamusu’l-A’lam", Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün "Nutuk", İbn-i Haldun’un "Mukaddime", 2. Abdülhamid’in tahta çıkışının 25. yılı için hazırlanan albüm olan "Tebrikname-i Milli" adlı eserlerin yanı sıra 23 Eylül 1933 tarihinde Yenigün gazetesinde çıkan ve Cemil Meriç’in bilinen ilk yazısı da bulunuyor.
16 BİN LATİN HARFLİ TÜRKÇE ESER
Koleksiyona ait eserler arasında Merkez Bankası tarafından ülkenin ileri gelen politikacıları ve bürokratlarının Türkçe ve Fransızca tanıtımının yapıldığı albüm kitabının da içinde yer aldığı 16 bin 406 Latin harfli Türkçe kitap dikkat çekiyor. Koleksiyonun önemli bir bölümünü yazarları tarafından imzalanmış eserler oluşturuyor. Farklı dilde kitap ve süreli yayınların yer aldığı 18 bin 783 eser arasında deneme, roman ve biyografi türlerini içeren Cervantes, Shakespeare gibi dünyaca ünlü yazarların orijinal dillerinde basılmış kitapları da bulunuyor.
KURTULUŞ SAVAŞI’NI BETİMLEYEN 24 TABLO
Selahattin Ömer’in 1919-1922 dönemini kapsayan 24 tablosunun yer aldığı "Türk Ocağı Koleksiyonu"nda Kurtuluş Savaşı’nı betimleyen eserler Milli Kütüphane Sergi Salonu’nda tarih sırasına göre yerini aldı. O dönemi 2 tablosunda yağlı boya, 22 tablosunda da sulu boya tekniğini kullanarak resmeden Ömer’in eserleri tarih sırasına göre şöyle:
"Davetsiz Misafirler", "Vahşet", "Tahayyül", "Geçit", "Misak-ı Milli", "İstiklal", "Kurtar", "Sakarya’da son boru, ileri", "Allah Allah", "Sakarya Zaferi", "Şanlı Bayrağım", "Rasime-i İstikbal", "Ziyaret", "Türk Bayrağı", "Zalimler", "Kurtarıcılar", "Tahlis", "Yaşasın", "Büyük Taarruz", "Zaferden Zafere", "Takip", "Halas", "Hilalin Saltanatı", "İstiklal Kahramanı"
30 BİNİ AŞKIN ÜYESİ VAR
1912 yılında İstanbul’da bir kültür derneği olarak kurulan Türk Ocakları, Cumhuriyet döneminde Türkiye’de milli devletin oluşumuna katkıda bulunmuş milliyetçi örgüt olarak biliniyor. 1931 yılında 260’ı geçen şubesi, 30 bini aşkın üyesiyle ülkenin en güçlü sivil kuruluşu durumuna gelen dernek, Mustafa Kemal Paşa’nın emri doğrultusunda CHP ile birleştirildi, 1949 yılında yeniden canlandırıldı. Faaliyetlerini günümüzde 77 şubede sürdüren Türk Ocakları’nın genel merkezi Ankara’da bulunuyor. Amacı "Türk milliyetçiliği" olan derneğin amblemi ise 1912’de kabul edilen cepheden görülen Bozkurt başı.