Yıllarca çalıştığı kitabevinde başkalarına ait kitapları raflarda düzelten ve satışını gerçekleştiren Tolga Demiral, tüm bunlardan etkilenerek kendi kitabını yazdı.

Eskişehir’de bulunan bir kitabevinde çalışan 35 yaşındaki Tolga Demiral, ’Ben kendimi bulmak için yazdım’ mottosuyla, kendi duygu ve düşüncelerini anlattığı bir kitap yazmaya karar verdi. Bazen aşk, bazen ise topluma mesaj verme amacıyla şiir ve hikaye yazmaya başlayan ve yıllarca başkalarına ait kitapları satan Demiral, ilk kitabı ’Benim Aslım’ın ardından ikinci kitabını çıkarmaya hazırlanıyor.

“Hiçbir zaman kitap yazmak gibi bir hayalim yoktu”

Hiçbir zaman kitap yazmak veya çıkarmak gibi bir hayalinin olmadığını söyleyen Demiral, “Fakat bireysel olarak yaşadığım bazı dertler sonucu hobi olarak elime kalem aldım. Zamanla buralara kadar geldik. İnsanların unuttuğu bazı gerçekleri hatırlatmak adına bir şeyler yapıyorum. Topluma bir şeyler anlatmak yani. Mesela bu konuda insanların unuttuğu duyguları bi-razda onlara hatırlatmak istiyorum. Bu yeri geldiğinde bir aşk veya toplumsal bir mesaj da olabiliyor” şeklinde konuştu.

“Koyduğum tek kural küfür olmayacak”

Kitapların içinde çalışarak yıllar geçirmesinin kitap yazmasında çok faydalı olduğunu aktaran Demiral, kitaplarında küfür olmamasını kendine bir kural olarak belirttiğini ifade etti. Demiral; "Kesinlikle bunun bir faydası var. Biraz düşündüğünde her insanın bir şeyler üretmesi lazım. Bu herkes için geçerli, ufak ya da büyük. Üretkenlik her insanda olması gereken bir şey. Benim elimde de kitaplar vardı. Kitaplar hakkında daha önce okuyup çok sevdiğim okuyarak tanıdığım Türkiye’de ve dünyada klasik yazarlar var. ‘Ben neden onlar gibi olmaya çalışmayayım?’ sorusu geldi aklıma. Belki olurum belki olmam o konuda bir şey demiyorum. Ama en azından savaşırım ya da uğraşırım. Bir yazı tarzı yok. Kendime koyduğum tek kural ise küfür olmayacak. Onun dışında aklıma gelirse aşk sözü aklıma gelirse toplumsal bir mesajı. Bazen rüzgara arkadaş gibi davranabilirim. Orhan Veli’nin yaptığı gibi masayı arkadaş gibi davranabilirim. Öyle şeyleri ben değerlendirebiliyorum ya da yazmaya çalışıyorum” dedi.

“Kalem de çocuk gibidir zaten üstüne düştükçe olgunlaşıyor”

İkinci kitabının daha güzel olacağını belirten Demiral şunları belirtti:

"Ülkemizde şiiri bir sevememe huyu var. Sadece hikaye olacağı için ikincisi biraz daha güzel olacak. Hem biraz daha üzerinde uğraşabildim. Kalem de çocuk gibidir zaten üstüne düştükçe olgunlaşıyor. İki yıl önce çıkan kitap ile 2 yıl sonra çıkacak kitabın kaleminde arada ciddi fark var. Olması da gerekiyor. Bu farklılıkları kendime de hissedebiliyorum. İlk kitap çıktığında bir konuda Yekta Kopan’a mail atıp, soru sordum. Ona hayatımı anlatmıştım. Kendisi ’Bu bile bir roman öyküsü olabilir’ demişti. Kitaplar arasında yıllarca ve başkalarının kitabını düzeltirken yıllar sonra kendi kitabını kendi ellerinle o rafa koyup insanlara sunmak çok güzel bir şey demişti. Bu da benim için çok onur verici bir olay” ifadelerini kullandı.

“Hiç bir reçete yazmazsa dahi, kağıt kalemde bir ilaçtır”

Son olarak insanların bir şeyler karalayıp kendilerini daha iyi tanımaları gerektiğini belirten Demiral, “Herkese söyleyeceğim genel bir konu aslında. Hiç bir reçete yazmazsa dahi, kağıt kalemde bir ilaçtır. İnsan yazarak aslında önce kendisiyle tanışır. Herkese kitap çıkartın, insanlara yazılarınızı sunun veya paylaşın demiyorum ama herkes bir şeyler karalarsa kendisini daha iyi tanır. Kendi öz güveni gelişir, kendi dertlerini unutur. Günde gerek telefon gerek televizyon gerek ise sanal dünyada yaklaşık bir saat reklama maruz kalıyoruz. Ama hepimiz günde yarım saat yazıya ayıramıyoruz. Bu çok kötü bir şey" dedi.