KONYA'da 'Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması' davasında, 31'i emniyet mensubu olmak üzere 7'si tutuklu 74 sanığın, 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün başlayan duruşmanın bugün ikinci celseli yapıldı. Tutuklu sanık avukat Memduh Oğuz mahkeme heyetine, ''Bu davayı, sizin heyet olarak paralel yapıyla ilgili mücadele olarak mı görüyorsunuz, normal dava olarak mı? Yoksa kamuoyunda cadı avı şeklinde mi?'' dedi.
Konya Adliyesi'nde 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün başlayan duruşmada Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 213 sayfalık iddianame okundu. Bugün 2'nci celsesi başlayan duruşmaya tutuklu 7 sanık ile bazı tutuksuz sanıklar ve taraf avukatları katıldı. Duruşmada ilk olarak cemaate yakınlığıyla bilinen bir eğitim kurumunun eski genel müdürü tutuklu Hasan Çelik'in ifadesi alındı.
Mahkeme heyeti Çelik'e, 'Senin hakkındaki iddia yüksek lisans öğrencisi olduğun dönemde o dönemin Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Okudan'ın, işi halledilecek dediğin dönemin KOM Şube Müdürüyle konuşmaların var?'' sorusunu yönetti.
''HUKUKUN VE VİCDANIMIN ÖNÜNDE SUÇLU OLMADIĞIMI BİLİYORUM''
Hasan Çelik de savunmasında ''Terör örgütü üyesi olduğumu kabul etmiyorum. 7 yıl önce bir odada geçen konuşma detaylarıyla birlikte nasıl hikaye ediliyor, anlamadım. İddialar tamamen bir hayali kurgudan ibaret. İki bayramı tutuklu geçirdim. Manevi deprem yaşadım. Ayıptır, günahtır, zulümdür. Uzun yıllar Konya'da Merve Eğitim Kurumları'nda görev yaptım. Konya Milli Eğitim Müdürlüğü adına birçok başarıya imza attık. Telefon dinlemeleri kayıtlarında isim geçen kişilerin ya öğrencilerinin öğretmeniydim ya idarecisiydim. Konuşmalarımızın tümü okulumuzun gereksinimleriyle ilgili olurdu. Ya da öğrencilerimizle ilgili olurdu. Bu görüşmeler hayatın olağan akışına uygun görüşmelerdi, içeriği belli olmayan telefon kayıtlarına dayanarak örgüte üye olduğumu söylemek hukuka aykırıdır. Hukukun ve vicdanımın önünde suçlu olmadığımı biliyorum. Mahkemenizden tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum'' dedi.
'MÜVEKKİLİM İLAHİYATÇIDIR, HAYATINDA SİLAH GÖRMEMİŞ'
 Söz alan avukatı Orhan Özkavak da, ''Bu davanın oturtulduğu zemin final operasyonudur. Müvekkilim 2011 yılından tutuklanana kadar TRT'de çalışmaktaydı. Müvekkilimin HTS kayıtları 2011'den sonra takip edilmemiş. Müvekkilim ilahıyatçıdır, hayatında silah görmemiş kişiye silahlı terör örgütüne üye yaftası yapıştırmak çok çirkindir. Çocuklarının yüzüne bakamıyor'' dedi.
TUTUKLU SANIK AVUKTTAN, HAKİMLERE SORU
Daha sonra tutuklu sanık avukat Memduh Oğuz'un ifadesine geçildi. Türkiye'nin üzerinde çok çirkin bir oyun oynandığını belirten Oğuz, şunları söyledi:
''Ben şu an da maalesef bu oyunlardan birinin parçası olarak, bir hukukçu olarak
karşısınzda bulunuyorum. Bu oyunlara lanet ediyorum. Bu davayı, sizin heyet olarak paralel yapıyla ilgili mücadele olarak mı görüyorsunuz, normal dava olarak mı? Yoksa kamuoyunda cadı avı şeklinde mi? Bu soruya yanıtınız evetse, davadan çekilmeniz gerekir. Değilse Anayasa ve yasaları ele alacağınıza ve dosyadaki kesin ve kati delilleri göz önüne alacağınız bir dava olmalıdır. Böyle bir usul yok, böyle bir hukuk dışı süreç ve yargılamada yok. Mağdur olan biziz. Maddi ve manevi zararı gören biziz ve tarafsız yargılanma istiyoruz. Bu soruşturmanın ne olduğunu herkes biliyor''dedi.
AMERİKA'YA KAÇMADIM
Amerika Birleşik Devletleri'nde eğitim gören oğlunun mezuniyet törenine gitmek isterken yakalandığını hatırlatan Oğuz, ''Söz konusu soruşturma, kolluğun yönlendirilmesiyle başlamıştır. Diyorlar ki 'kaçarken yakalandı.' Benim iki tane oğlum var. Küçük oğlum Amerika'da okuyordu. Ailecek yurt dışına gideceğimiz günden sonra mezuniyet töreni vardı. Biz bu biletleri şubat ayında almıştık. Bu mudur kaçmak. Beni gözaltına alan arkadaşların tümü biz alındıktan sonra başka yerlere tayin edildiler. Gözaltına alındık, ben bir avukatım, belli haklarım var. Cep telefonumu aldılar. 8 tane polis beni onur kırıcı bir şekilde gözaltına aldı. Bavullarımı, eşyalarımı yerlere döktüler, aradılar. Gerekçe çok belli, çamur at, izi kalsın'' dedi.
SİYASET VE HUKUK BİRBİRİNE KARIŞMIŞTIR
Memduh Oğuz, savunmasında, ''Siyaset ve hukuk birbirine karışmıştır. Bu olayda
ben avukat olduğum için buradayım. Bakmış olduğum davalar için buradayım.
Sözde mensubu olduğum terör örgütüne yönelik hiç bir soru sorulmadı. Baktığım davalarla ilgili sorular soruldu. Avukatlığımla ilgili sorular soruldu. Bu dava 'Okyanus final operasyonunu aklama operasyonudur. Nusret Argun'u aklama operasyonudur. Bizim yargılandığımız dava da ki, müştekiler okyanus ve final operasyonunda ki suçlulardır, korkunun yönetme tekniği olduğunu gördük. Bu korkunun, yargı mensuplarını da kullanmasını esefle kınıyoruz.''dedi.
Mahkeme heyeti öğle saati nedeniyle duruşmaya ara verdi.

FOTOĞRAFLI