Dünya çapında yaklaşık 250 milyon kişiyi etkileyen lenfödem, uzmanlar tarafından kronik ve ilerleyici bir hastalık olarak tanımlandığını bildiren Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr.Fikriye Figen Ayhan, “Yüz, genital bölge, kol, bacak gibi vücudun herhangi bir bölümünde görülebilen lenfödem, etkilenen bölgede ağırlık ve gerginlik hissi, ağrı, yorgunluk ve bazen de karıncalanma, uyuşma şeklinde belirtiler gösteriyor” dedi.

Batı ülkelerinde en sık kanser tedavisine bağlı gelişen lenfödem hastalığının nedeni ve kimlerin lenfödem riskine sahip olduğu hakkında bilgi veren Medicana International Ankara Hastanesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr.Fikriye Figen Ayhan, lenfödemi cildin hemen altındaki dokularda anormal bir şekilde lenfatik sıvı birikmesi olarak tanımladı. Prof. Dr. Ayhan, “Bu şişme genellikle kol veya bacakta görülür, ancak meme, göğüs duvarı, sırt baş ve boyun, genital organlar, kollar ve bacaklar dahil olmak üzere diğer vücut bölgelerinde de ortaya çıkabilir. Lenfatik damarların ve lenf bezlerinin eksik veya bozuk olduğu bir vücut bölgesinin lenfatik sıvı ile aşırı yüklenmesi durumunda gelişir. Lenfatik sıvı normal olarak vücudumuzda geniş bir damar ve bez ağı ile taşınır. Bu damarlar ve bezler kanser cerrahisi veya radyasyon tedavisi gibi nedenlerle hasar gördüğünde ya da doğuştan hatalı gelişmişse, lenfatik sıvının yeterince taşınmaması ve vücut dokularında sıvının birikmesine neden olma riski vardır. Sıvı hücreler arası dokuda tıkandığında, şişme meydana gelir. Bu şişmeye lenfödem denir” açıklamasında bulundu.

Lenfödem tedavi edilmezse, zamanla ilerleyerek dokuda sertlik ve elefantiyazis olarak da bilinen fil hastalığına yol açabileceğini vurgulayan Dr. Ayhan, lenfatik sıvı tıkanıklığı ayrıca dokuya sağlıklı kan akışını azaltığını, bakterilerin üremesini sağladığını, bu da doku enfeksiyon, sellülit ve erizipel riskini ve şişliği daha fazla artırılabilir açıklamasında bulundu.

Şişlik hissinin lenfödemin (fil hastalığı) erken bir belirtisi olabileceği vurgulayan Prof. Dr. Figen Ayhan, kanser tedavisi gören hastaların, ameliyat bölgesine yakın yüz, gövde, kollar ve bacaklarda şişkinlik hissi, gerginlik, ağrı olduğunda lenfödem konusunda uzman bir fizik tedavi doktoruna başvurmasının gerekli olduğu uyarısında bulundu.

Doğuştan lenf sistemindeki bir bozukluğa bağlı olabileceği gibi kanser tedavilerinden özellikle meme ve jinekolojik kanserlerin tedavisinden sonra sık görülen ve yaşam kalitesini bozan bir problem olan lenfödemde bir çok hastalıkta olduğu gibi erken tanı ve tedavi için önemini vurgulayan Prof. Dr. F. Figen Ayhan, erken dönemde tespit edilen lenfödem normale döner, ancak tedavi edilmezse halk arasında bilinen ismiyle fil hastalığına ilerleyerek yaşam kalitesini ciddi boyutta etkiler ayrıca lenfödemin tekrarlayan enfeksiyonlar ve iyileşmeyen yaralar gibi yaşamı tehdit eden boyutlara ulaşabileceğini belirtti.

Kimler lenfödem riskine sahiptir?

Genetik olarak ailesinde lenfödem olan bireylerin riskli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. F. Figen Ayhan, “Genetik risklere sahip bireylerde olduğu gibi meme kanseri cerrahisi geçiren kadınlarda da özellikle lenf bezlerine radyasyon tedavisi almış ve kemoterapi uygulanmışsa o taraftaki göğüs duvarında sırtta ve kolda lenfödem gelişme riski yüksektir. Yaklaşık 5 meme kanseri tedavisi almış kadından 1 tanesinde lenfödem gelişmektedir. Özellikle ameliyat edilen tarafta enfeksiyon geçiren ve obez hastalarda risk daha fazladır. Benzer şekilde jinekolojik kanserler, prostat kanseri gibi nedenlerle lenf bezleri çıkarılmış veya radyasyon tedavisi ve kemoterapi almış kanser hastalarında da belin altında kalan bölgede, bacaklarda ve genital organlarda lenfödem riski vardır. Jinekolojik kanser cerrahisi geçiren yaklaşık 8 kadından 1’inde bacaklarda lenfödem gelişmektedir” dedi.