Gençlerin en fazla kullandıkları iletişim araçlarının cep telefonları ve platformun da sosyal medya olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Ali Emre Bilis, okuma alışkanlığı edinmemiş, üniversite çağına gelen gençlerin kendilerini ifade etmekte büyük sıkıntı yaşadığına dikkat çekti. Öğr. Gör. Tüba K.Doğaroğlu ise dil gelişimi ve okuma alışkanlığı eğiliminin, 0-2 yaş döneminde kazanıldığını söyledi.

İzmir Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema ve Televizyon Bölümü Öğretim Üyesi Bilis, yaptığı açıklamada günümüz gençlerinin en temel iletişim problemleri arasında Türkçeyi kullanmadaki yetersizlik ve topluluk önünde konuşmada özgüven eksikliği olduğunu belirtti. Yrd. Doç. Dr. Bilis, “Modern iletişim çağında bilgiye kolaylıkla ulaşabilen gençlerimiz, bildiklerini ifade etmede oldukça zorlanıyor. Bunun en önemli sebebi ise kitap okuma alışkanlığı olmayan gençlerimizin kendilerini sınırlı sayıdaki kelimeyle ifade etmeye çalışması, atasözleri ve deyimleri ise neredeyse hiç kullanmaması. Bir diğer nedeni ise cep telefonlarıyla ortaya çıkan kısa mesaj kültürünün sosyal medya aracılığıyla devam etmesi. Üniversite çağları ise kitap okuma alışkanlığının kazanılması için oldukça geç.” dedi. Toplumun kültürel alışkanlıklarının da bu durumda etkili olduğuna değinen Bilis, “Gençlerimizin toplum önünde konuşma konusundaki özgüven eksikliğinin en önemli sebeplerinden birisi, daha küçük yaşlardan itibaren, 'Sen küçüksün, önüne bak.' veya 'Büyükler konuşur, küçükler susar.' gibi sözlerle düşüncelerini söylemelerinin engellenmesi.” şeklinde konuştu.

Okuma ve okuduğunu anlama becerisinin, temelinde dil gelişim becerilerini barındırdığını belirten İzmir Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü Öğretim Üyesi Doğaroğlu ise yenidoğan döneminden başlayan dil gelişim becerisinin, annenin ya da bebeğin çevresindeki diğer kişilerin doğumdan itibaren bebeğin yüzüne bakarak konuşması, onun gülümseme, ağlama gibi sosyal tepkilerine cevap vermesi, bebeğin etkileşimli bir ortam içinde yer almasıyla gelişeceğini söyledi. Doğaroğlu, şunları kaydetti: “Erken çocukluk döneminde çocuklarla birlikte bakılan resimli kitaplar, bu resimlere bakılarak oluşturulan öyküler hem dili hem de okuma becerisini geliştiriyor. Bununla birlikte çocuğun başka okuyanlarla birarada olması önemli. Çevresinde kitap okuyan anne ve babasını görmeyen çocuğun, okumaya karşı olumlu tutum geliştirmesini bekleyemeyiz.
İlköğretim döneminde ise çocuğun ilgisine göre alınmış kitaplar, okumaya ve okuduklarını anlatmaya yönlendirilmesi hem okuma ve okuduğunu anlama hem de okuduklarını anlatma, hattâ başka duygularını da ifade etme becerilerini geliştirecektir.”

KUTU

TÜİK'in 2013 yılının ilk üç ayına ait verilerine göre Türkiye’de 68 milyon 25 bin cep telefonu, 20 milyon 573 bin internet abonesi bulunuyor. Son üç ay içinde 16-24 yaş arası gençlerin internet kullanım oranı yüzde 68,7. Yine 2012 yılında atılan toplam kısa mesaj (SMS) sayısı 174 milyon 881 bin.