Gençlik ve Spor Bakanlığının hayata geçirdiği “Futbolun Efsaneleri Genç Hükümlülerle Buluşuyor” projesiyle Türk futbolunun efsane isimleri, Trabzon Bahçecik’te bulunan E Tipi Kapalı Cezaevi’nde hükümlü ve tutuklu gençlerle bir araya geldi.

Adalet Bakanlığının işbirliğiyle birlikte Proje Koordinasyon Genel Müdürlüğünün gerçekleştirdiği etkinlikte, ceza ve infaz kurumlarında hükümlü ve tutuklu olan gençlerin eski milli futbolcular Ali Gültiken, Semih Yuvakuran, Hasan Şaş, Hami Mandıralı ve Oğuz Çetin’le beraber vakit geçirmeleri, gençlerin sosyalleşmesi ve sosyal rehabilitasyonuna katkı sunulması amaçlandı. Trabzon Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü ile cezaevi yetkililerinin tamamladığı hazırlıkların ardından Bahçecik E Tipi Kapalı Cezaevi’ne giden futbolun efsane isimleri, burada yapılan panelde tutuklu ve hükümlülere tecrübelerini anlatarak, sorularını yanıtladı. Panelin ardından efsane futbolcular, tutuklu ve hükümlülerle cezaevi içindeki halı sahada bir gösteri maçı yaptı.

Panelde konuşan Trabzon Cumhuriyet Başsavcısı Mithat Kutanoğlu, “Genç hükümlü ve tutuklulara yönelik Gençlik Spor Bakanlığının bu sorumluluğu üzerine alarak Bakanlığımız ile böyle bir projeyi gerçekleştirmiş olması taktire şayandır. Gerçekten başarılı olmamız lazım, başarılı olmak için çalışmak gerekiyor. O anlamda bütün kurumlarla işbirliği yapmak lazım. Eski bir cezaevindeyiz, koşulları biraz zor. Günümüz infaz koşullarına uygun değil. Yeni cezaevimiz inşaatı muhtemelen Ekim sonunda bitecek. Cezaevini gördüm, gayet güzel oluyor. Denize bakan keyifli bir yerde. Burada imkanlar kısıtlı ama yeni cezaevinde imkanların hepsi olacak. Bizim böyle kurumlara ihtiyacımız var. Keşke burada kimse olmasa ama zaman zaman birlikte olmak durumunda kalıyoruz” dedi.

Hami Mandıralı: “Twitter’dan görevime son verilmesi bana çok dokundu”

Panelde bir hükümlünün Trabzonspor’dan ayrılış nedenini sorması üzerine Hami Mandıralı, “20 yaşındakiler hakkımda bazı şeyler yazıyor, bu benim zoruma gidiyor. Beni babalarına sorsunlar, ondan sonra yorum yapsınlar. Trabzonspor’a ilk Mustafa Akçay döneminde geldim. Çok iyi giderken bir süre sonra Mustafa hoca dayanamadı gitti. Ben devam etmek zorunda kaldım. Bana kimse devam et demedi, ben otomatik olarak devam ettim. O kadroyla 4.’cü olduk. 25 yıl top oynadım, taktir edersiniz ki futboldan biraz anlarım. O kadronun sıkıntılı olduğunu biliyordum fakat benim Trabzonspor’a gelmeme şansım yok. Benim kulübüm çağırdığı zaman koşa koşa gelirim. Çok sıkıntılı bir kadroydu. Herkes birbirine girmiş, kimsenin birbiriyle ilgisi, alakası yok. Sonuçta 6’ncı veya 7’nci olduk. Daha iyi imkanlarla gelenleri gördük 7’nci oldu. 3 gün önce Rizespor’a 6 atan bir takım hocasıyken, 3 gün sonra 7 yiyen takımın hocası olarak görevime son verildi. Halbuki bir hafta kalmış. Kulüp başkanı beni çağırır, bin maç kalmış o maçtan sonra iyi ya da kötü sonuçla yolları ayırırız. Ama Twitter’dan bir hocanın görevine son verilmesi, özellikle Trabzonspor’a her şeyini vermiş biri olarak bana çok dokundu, onuruma gitti. Şimdiki durum da ortada, insanlar ona göre kararını versin” ifadelerini kullandı.