Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, “15 Temmuz gibi bir girişimin yaşanmaması için eğitimin ne kadar önemli olduğunun herkese bir kez daha hatırlatılması lazım” dedi.

Bolu’da, Abant Tabiat Parkı’nda bulunan bir otelde düzenlenen Türkiye Maarif Vakfı İstişare Toplantısı’na katılan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, “Türkiye Maarif Vakfı 2016 yılı sonu itibariyle 4 ülkede fiilen faaliyetlerine başladı. 11 ülke ile de bu ülkelerdeki okulların devralınması konusunda mutabakata varıldı. Bunun yanında 18 ülke ile de görüşmeler devam etmekte, ayrıca 32 ülkede de planlama süreci başlamıştır” dedi.

Bolu Valisi Aydın Baruş, Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Süleyman Mollaibrahimoğlu ve İl Milli Eğitim Müdürü Yusuf Cengiz’in de katıldığı istişare toplantısında konuşan Bakan Yılmaz, “Bizim gibi kadim kültüre sahip ülkenin dünya sahnesinde bırakacağı en kalıcı iz insan yetiştirmekle mümkündür. Kültürümüzün ve eğitim birikimlerimizin eğitim vasıtasıyla başka ülkelere aktarılması ülkemizde medeniyet iddiamızı da güçlendirecektir. Yurtdışında yaklaşık 6 milyon vatandaşımız vardır. Dünyanın dört bir köşesinde soydaşlarımız vardır. Avrupa’dan Orta Asya’ya, Balkanlardan Orta Doğu’ya kadar her coğrafyada ortak kültürü paylaştığımız insanlar var. Ve bunların her birisinin de eğitimle ilgili talepleri de var. Milli Eğitim Bakanlığı olarak bu talepleri bugüne kadar karşılaşamaya çalıştık. Yurt dışında eğitim hizmeti sunmak için okullar açtık. Bu okullarda bulunan ülkenin yasal taleplerini dikkate alarak milli eğitim müfredatına göre eğitim verdik” ifadelerini kullandı.

Okulların açıldığı ülkelerin bu okullara ihtiyatla yaklaştığını, engeller çıkardığını ve vakıf kurmaya mecbur kaldıklarını belirten Yılmaz, “okullarımızın bulunduğu pek çok ülke resmi bir devlet girişimi olarak açılan bu okullara ihtiyatla yaklaştı. Yeni okul yapma izni, mülkiyet edinme hakkı, öğrenci kabulü, resmi öğretmen görevlendirilmesi, çalışma izni ve vize muafiyeti gibi pek çok alanda engellerle karşılaştık. Zaman zaman bu engeller eğitimin aksamasına da yol açtı. Milletler arası medeniyet yarışının bilimsel, kültürel ve eğitim alanında devam ettiğinin farkında olarak da bu süreçte edindiğimiz tecrübeler bizi bir vakıf kurmaya mecbur kıldı. Ülkemizin yurt dışında hizmet vermek için kurduğu kuruluşlarla işbirliği içinde çalışacağız. Türkiye Maarif Vakfı attığı her adımda Dışişler Bakanlığı’nın mutlaka haberi olacak. Dışişleri Bakanlığı’nın onayı olmayan hiçbir eylemi gerçekleştirmeyeceğiz. Yunus Emre Enstitüsü, TİKA ve Yurt Dışı Türkler ve Akrabalar Başkanlığı bizim hedefimize ulaşmamızda en büyük yardımcılarımız ve ortaklarımız olacaktır. Ortak hedefimiz Türkiye ve Türkiye’yi daha iyi tanıtmak” şeklinde konuştu.

“Çocuklarımız FETÖ gibi zihniyetler tarafından gasp edilmesin”

Yılmaz, 15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümüne yaklaşıldığı bu günlerde benzer bir sıkıntının yaşanmaması için eğitimin ne kadar önemli olduğunun herkese bir kez daha hatırlatılması gerektiğini söyleyerek şunları kaydetti:

“15 Temmuz, tarihin milletle birlikte yazıldığı gündür. Ve böyle bir direniş Türk demokrasi tarihinde bir ilktir. 15 Temmuz, uluslararası güçlerin piyonu bir yapının bu ülkeyi işgal için kalkıştığı hain girişime karşı milletin kendi iradesi sahip çıktığı eşsiz ve muhteşem bir günün adıdır. 15 Temmuz, bu ülkenin Çanakkale’de olduğu gibi yedi düveli arkasına almış bir güce karşı canı ve kanı pahasına bedenini siper ederek verdiği destansı mücadelenin adıdır. 15 Temmuz, eğitimin ne kadar önemli olduğunun görüldüğü gündür. 15 Temmuz, eğitimle neler yapılacağının da görüldüğü gündür. Bizim 15 Temmuz şehitlerine karşı bir borcumuz var. O borcumuz, Türkiye Maarif Vakfı’nı başarılı kılmaktır. Bizi biz yapan, kültürümüzü ve değerlerimizi barındıran ilmi çocuklarımıza vereceğiz ki evlatlarımız bir daha FETÖ gibi zihniyetler tarafından gasp edilmesin ve yitip gitmesin. Her zaman tarihine, kültürüne ve toplumsal değerlerine sahip çıksın.”