Eczacılar Odası Başkanı Onur Ferhat Karacan, SMG'ye yaptığı açıklamada, grip salgını ve ilaç sıkıntısıyla ilgili olarak, uyarılarda bulundu.

MASKE ÇAĞRISI

Eczacılar Odası Başkanı Onur Ferhat Karacan, yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi:

"Son günlerde bir salgınla karşı karşıyayız. Öncelikle son 3-4 yılı değerlendirmek lazım. Bir pandemi döneminden geçtik, hepimiz kendimizi kollamaya, sakınmaya çalıştık. Kimimiz pandemide Covid'e yakalandı, kimimiz yakalanmadı. Dolayısıyla bu sürecin sonrasında bu yıl çok öldürücü olmasa da yine ciddi bir salgınla karşı karşıyayız. Bu insanlarımızı evde yatırabiliyor, ciddi manada iş gücü kaybı ve sağlık problemi yaratabiliyor. Öncelikle şunu söylemek istiyorum, biz bu maske, mesafe ve temizlik kavramını bir kenara koyduk. Pandemi dönemini unutmadan en azından yine kapanmaya gidecek noktaya gelmemesi için bu hususlara dikkat edelim. Toplu taşımada kalabalık ortamlarda maskemizi takalım ki salgının önüne geçelim. Çünkü 2 sene kolladık kendimizi, sakındık ama vücutta herhangi bir mikrop da karşı karşıya gelmedi bu süreçte. Biz çünkü yıllarca mikroplarla karşı karşıya gele gele, bağışıklık kazana kazana giderken 2 sene tabiri caizse bütün mikroplardan kaçtık. Ama mikroplar kendini güncellemeye, güçlendirmeye devam ettiler. Bugün de yaşadığımız grip salgınının göstergelerinden bir tanesi de budur. Covid pandemisinin devamı olmasının haricinde."

HERKES GERGİN

Piyasada yaşanan ilaç sıkıntısının eczacıları da etkilediğine değinen Karacan, "Bu süreçte hem küresel anlamda hem de ulusal anlamda hem ilaç hem de sağlık problemi de yaşıyoruz. Yani aciller doluyor, şuan hastalık var, bu ara ara zaten olurdu ama bu yoğunluk sahaya yansıdığı zaman eczanelerde gerek gündüz, gerekse akşam nöbetlerinde hızlıca çözülür, insanları ilaçları temin edilerek verilir. Ve insanlar sağlığına kavuşma yolunda devam ederdi. Ama günümüzde özellikle ilaç yokluklarının artması sebebi ile eczanede iş akışı inanılmaz derecede yavaşladı" diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir reçete geldiği zaman eczanelerimize 4 tane ilaç yazıyor, 1 tanesi yok, onun yerine bu mu olsa, acaba doktorla görüşsek diye görüşmeler sebebiyle ya da hastaya bir şeyler anlatma sebebiyle bir kişinin eczaneye gelip ilacı alıp çıkması bir kaç dakika sürerken 5-10 dakikaları bulmaya başladı açıkçası. Çünkü hastada istiyor ki, ilacımı alayım gideyim, hatta gerginlikler de olmaya başladı bununla ilgili, açıkçası biz de bu konudan dolayı muzdaribiz. Bunun bir numaralı sebebi ilaçların varlığındaki eksiklik. İlaçların varlığındaki sayının eksikliği, bazı ilaçların piyasada tamamen yok olması bunun ana problemi bu. Bizim eczaneler, eczacılar olarak hiçbir gelirimiz yok, ilacı hastaya sunup bedelini almaktan başka. O yüzden kimse ilacı sunmanın ötesinde farklı bir şey yapamaz. Dolayısıyla biz bu yokluğun bir an önce sona ermesini bekliyoruz." 

EURO ÜZERİNDEN HESAPLANIYOR

İlaçta yaşanan fiyat artışını anlatan Karacan, fiyatlamanın Euro kuru üzerinden yapıldığını belirterek, "Bunu şöyle tarif edebilirim, size doktorunuz eğer biz majistral ilaç diyoruz, yani halk arasındaki deyimi ile 'yapma' ilaç yazdığı zaman, eğer bu bir losyonsa biz eczanede bunu bir şişenin içine koyacaksak boş şişeyi bugün 9,5-10 liraya temin ediyoruz. İlacını yapıyoruz, etiketini yapıştırıyoruz, size takdim ediyoruz. Bugün geldiğimiz noktada fiyatı 10 liranın altında ilaçlar var. Bu ilaçların biz üretilmesini bile bekleyemeyiz bu şekilde. Peki fiyatlandırma neye göre oluyor derseniz de bugün 15 Aralık'ta en son güncellediler. İlaçta Euro kuru 10,75 oldu yüzde 36 artışla. Şimdi baktığınız zaman bugün personel ücretlerinde olsun, yaşadığımız pahalılıkta olsun, yakıt giderlerinde olsun, yüzde 36 rakamı hayal. Bugün ev, dükkan kirası artışlarında bile yüzde 36 görmeniz mümkün değil. Dolayısıyla ilaçta fiyatlandırma 10,75 euro kuru üzerinden gerçekleştiriliyor. Bu da bazı şeylerin bulunurluğunu zorlaştırıyor. Bu nedenlerden sadece bir tanesi. Bir tanesi de özellikle dışarda, yabancı ülkelerde üretilen dış kaynaklı etken maddelerin bir bedeli var, yani antibiyotik dedik, özellikle amoksisilin grubunun kısıtlı sayıda çıktığı bu sene sıkıntı olacağı, ana üretici olan Hindistan ve Çin tarafından resmi olarak açıklandı. Şimdi kısıtlı olan bir şeyi üretecekler ve satışa çıkaracaklar. Siz gidecekseniz 2 dolara almanız lazım onu Türkiye'de belirlenen fiyata almanız için ama A ülkesi 10 dolara ben verir alırım diyorsa eğer siz Çin'in, Hindistan'ın 2 dolara size vermesini bekleyemezsiniz. Dolayısıyla ticari bir faaliyette döndüğü için nedenlerden bir tanesi de bu" sözlerini kullandı. 

PAYDAŞLAR DİNLENMELİ

"İlaç sıkıntısına karşı ne yapılabilir?" sorusuna da yanıt veren Karacan, "Öncelikle bütün paydaşları iyi dinlemek lazım. Yani bu sadece eczacılık, eczane sorunu değil. Bu üreticinin, dağıtıcının, eczacının, vatandaşın sorunu. Burada yaşadığımız süreç bir üreticiyi, üretim ve ilacı sahaya sürme adına zora koşuyor, zorluyor, dağıtıcıyı zora koşuyor, dağıtıcı çünkü personel, yakıt giderlerini karşılayamıyor tek masrafı bu. Stoku alıp depolayıp, Türkiye'deki ağlarına dağıtıp, eczanelere ulaştırmak, bunun tamamı personel ve yakıt gideridir. Son bir senede zaten sadece 1'e 3 oldu oranlar, eczaneye baktığınız zaman keza aynı şekilde. Peki vatandaşa baktığımız zaman, ödediği bedeller her geçen gün artıyor. Çünkü biz sağlığı daha ekonomik hale getireceğiz, kara delik olmasın diye ödenen ilaç bandını her geçen gün azaltıyoruz. Dolayısıyla sizin azalttığınız kısmın kalanı vatandaşa yansıyor. Bugün bir kalp hastası, tansiyon hastası eczaneye, raporlu olmasına, emekli olmasına rağmen, yeni güncellenen rakamıyla 5 bin 500 maaş almasına rağmen ayda 300-500 lira para ödeyerek almak zorunda kalıyor. Biz bunu görüyoruz. Dolayısıyla siz diğer sorunları çözseniz dahi bu sefer vatandaşın sorunlarını çözemezseniz, vatandaş parasını ödeyip de ilacı alamayacağı için, ulaşamama durumuyla karşı karşıya kalabilecek" dedi"

SAMSUN HABER İLE İLGİLİ İÇERİKLERE GÖZ ATIN.