Gümüşhane’nin Kelkit ilçesinde yaşanan 4.3 ve 4.1 büyüklüğündeki depremlerin Doğu Karadeniz bölgesindeki bazı illerde de hissedilmesinin ardından Kuzey Anadolu Fay (KAF) zonu üzerinde meydana gelebilecek olası bir depremin, güvenli olduğu düşünülen bu bölgeye etkileri ve riskleri gündeme geldi.

SAMSUN'A 50 KİLOMETRE UZAKTIKTA 

Doğu Karadeniz Bölgesinin büyük deprem üretebilecek aktif bir fay hattı üzerinde olmadığını fakat hemen güneyinde yer alan Kuzey Anadolu Fay zonunun, bu bölgeyi de oldukça yüksek derecede etkileme potansiyeline sahip olduğunu kaydeden Cin, “1939 yılında Erzincan'da meydana gelen ve Türkiye'nin yaşadığı en büyük depremlerden biri olan Erzincan depreminde, bu bölgedeki binlerce kişi de hayatını kaybetti. Giresun'da 1100 kişi, Ordu’da 500 kişi, Samsun'da daha fazla kişi, Rize ve Trabzon'da keza biraz daha az olmak üzere toplamda 3000’den fazla kişinin hayatını kaybettiğini biliyoruz. En son 6 Şubat Kahramanmaraş depremini incelersek, depremin merkez üssü Pazarcık. Pazarcık depremi, 10 ili etkileyen ve binlerce kişinin ölümüne, yaralanmasına neden olan büyük bir deprem. Bu depremde Adıyaman ili, depremin merkez üssü olan Pazarcık’a ne kadar yakınsa, Giresun ve Ordu, Kuzey Anadolu Fay zonuna o derecede yakındır. Dolayısıyla aslında büyük depremlerde mesafe çok önemli değil. Yine Pazarcık’tan yaklaşık 250 kilometre ötedeki Diyarbakır’da da çok sayıda kişinin ölümüne şahit olduk. Bu bölgeyi düşünürsek, Kuzey Anadolu Fay zonu aslında Ordu ve Giresun’a 80-100 kilometre, Samsun'a 50, Trabzon'a 130, Rize’ye 140 kilometre uzaklıktadır” ifadelerini kullandı.

Terme sokakları Türk bayrağıyla donatıldı Terme sokakları Türk bayrağıyla donatıldı

"ZEMİN KOŞULLARINA DİKKAT"

Doğu Karadeniz’de yerleşik olan insanların büyük deprem hafızalarının olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Cin, 1939 yılındaki Erzincan depremini yaşamış neslin şuan hayatta olmadığını belirterek; “Tabii bu bölgede yaşayan insanlar 1939 yılından itibaren büyük bir deprem yaşamadılar, hafızalarda değil o deprem, çünkü o nesil şu an hayatta değil. Şu an bu bölgedeki nesil böyle büyük bir depremi yaşamadı. Ama yaşama ihtimali her zaman için var. Dolayısıyla deprem bu bölgede kendini unutturmuştur. İnsanların bunu tekrar hatırlaması gerekiyor. Eğer hatırlamaz ve yeterli önlemleri almazlarsa kayıplar kaçınılmaz olacaktır. Burada hem toplumdan bahsediyoruz hem de yetkililerden ve vatandaşlardan bahsediyoruz. Yani afet yönetiminin tüm ayaklarından bahsediyoruz. Herkesin depreme karşı gerekli önlemleri alması gerekiyor ki, bunlar aslında oldukça basit şeylerdir. Deprem öncesinde, sırasında, sonrasında vatandaşlar nasıl davranacak, evlerini nasıl dizayn edecekler. Yetkililerin bina stokuna bakması gerekiyor, incelemesi gerekiyor. Düşük kalitedeki binaların kentsel dönüşümle dönüştürülmesi gerekiyor. Ayrıca işi biraz daha ciddi bir şekilde, yerleşim alanları oluştururken, imar izni verilirken, imarlar oluşturulurken özellikle zemin koşullarına dikkat edilmesi gerekiyor” dedi.

SAMSUN HABER İLE İLGİLİ İÇERİKLERE GÖZ ATIN