Irak'ın kuzeyinde
hain saldırı sonucu şehit
düşen askerlerimizin
bulunduğu
bölgedeki
çadırlı görüntüleri
sosyal medyada
paylaşarak
iktidarı
eleştirmeye
çalışanlar,
aslında
bu ülke
düşmanlarının
değirmenine su taşımaktadır...
İktidarın yanlışlarını anlatmak
başka,
bu yapılan
başka bir şeydir!..
Nedenini
anlatalım mı?..
Amerika'da
İkiz Kuleler'e yönelik saldırının
detaylı görüntüleri,
yıllar sonra bile ortaya çıktı mı?..
Hiçbir basın
kuruluşunda ya da sosyal medya platformlarında,
kanlı 
görüntüler yayınlanabildi mi?..
Basın özgürlüğünden dem vurup,
dünyaya akıl veren
Amerika;
mesele güvenlik
olduğunda
farklı davranmıştır...
Nitekim, yine özgürlükler
ülkesi gösterilen
Fransa'nın başkenti
Paris'te çıkan olaylarda
hükümet, eylem
görüntülerinin yayınlanmasına
yasak getirmedi mi?..
Hem Amerika hem
de Fransa, vatandaşının gözünde
güvenlik zafiyeti
algısı oluştuğunda,
güçlü devlet
yapısına zarar gelebileceğini ve
bunun da terör örgütlerine
cesaret vereceğini
tecrübe etmiştir...
Toplumun
moral değerlerini
bozarak,
güvensizliğin artırılması,
terör örgütlerinin
en arzu ettiği bir durumdur...
Dünyanın
her yerinde,
terör örgütlerinin
devlet kurumları ve yöneticilerine
saldırıları, işte bu yüzdendir...
12 Eylül öncesinde, marjinal
sol terör örgütleri
liderleri,
bunu bir "suni denge" olarak
kabul edip,
açıkça da ifade etmişlerdir...
Bunun anlamı,
devleti halkın gözünden
düşürmektir...
Türk Silahlı Kuvvetleri,
"Peygamber ocağı" tanımlamasıyla
toplumun
en güvenilen ve saygı duyulan
kurumlarının başında gelir...
Darbeler ve darbe girişimlerine 
rağmen
bu hiç değişmemiştir...
Şimdi başa dönelim ve soralım:
Askerlerin şehit edildiği alandaki 
görüntülerin
sosyal medyada paylaşılması,
terör örgütlerinin dünden bugüne
devlet-millet arasında kurulan
"Güven köprüsü"nün
yıkılmasına
adeta dinamit taşımak değil midir?..
Siyaseten iktidarı
eleştirmek
herkesin hakkıdır...
Ancak o görüntüler,
başta şehit aileleri ve yakınları ile
devlet-millet sevdalısı
milyonların içini yakmıştır...
Bu millet;
sapla samanı karıştırmaya
kalkışanlara
"sağduyu" içinde
gereğini
yapacaktır, elbette!..
Bu milletin "aptal" değil,
"abdal" olduğu
süreç içinde bir kere daha anlaşılacaktır...