Suriyeli mülteciler yetmezmiş gibi, şimdi de Taliban’dan kaçan Afganlılar, Türkiye’ye akın ediyor. Kevgire dönen sınır kapısından elini kolunu sallayan Afganlılar, hiçbir engelle karşılaşmadan soluğu ülkemizde alıyor. ABD’nin çekilme kararı üzerine işbirlikçi oldukları sanılan Afgan mülteciler, nedense diğer ülkeleri pas geçiyor. İran, o denli katı ki bunlara karşı birinin bile ülkelerinde bulunmalarına izin vermiyor. Ama sınırlarından Türkiye’ye geçmelerine göz yumuyor. Öyle ya, nasıl olsa “Tanrı misafiri” diye ülke kaçkınlarını, yıllardır ağırlıyor Türkiye. Türk yurttaşları işsizlikten kıvranırken, aldığı maaş ve aylıkla zor geçinmeye çalışırken, kaçkınların burada her türlü masrafı karşılanıyor, hastanelerde sıra beklemeden tedavi olabiliyor. Oh ne ala, ne güzel Türkiye’den daha rahat bir ülke mi bulacaklar sanki! Artık bıçak kemiğe dayandı. Bu kadar sorumsuzları Türkiye daha fazla barındıramaz. Siyasi iradenin bunlara “Tanrı misafiri” diye hoşgörü gösterme zamanı geçti. Yüksek doğurganlık oranları ile sayıları giderek artıyor. İleride çok büyük tehlike oluşturacakları aşikar. Aslında ülke kaçkınlarını mülteci diye tanımlamak ne denli doğru? Sorgulamak gerek. İç çatışmalardan ötürü her yeri barut kokusu ve kanın sardığı ülkeden can korkusu ile kaçarak soluğu Türkiye’de alan Suriyelilerin sayısı, 4 milyonu aştı. Şimdi de bunlara Afganlılar ekleniyor. 2011 yılından bu yana ülkemizde ikamet eden artık konuk sayılmayacak Suriyeliler ekonomiye, sosyal ve çalışma yaşamına yük olmaya başladı. Siyasi iradenin kucak açtığı, on binlercesine yurttaşlık hakkı tanıdığı Suriyelilerin geçen süreçte yasa dışı tutumlara evrilmeleri, suç sabıkalarının kabarması, girilemez kendi yaşam alanlarını oluşturmaları ve kayıt dışı istihdama olanak sağlamalarından ötürü toplum tarafından kendilerine karşı yoğun tepkiler var ve istenmiyorlar. 2011 yılından bu yana Suriyeli ve diğer mültecilere 40 milyar doları aşkın paranın harcandığı yetkililerce açıklandı. Çok sayıda yurttaşımız yemeye ekmek bulamazken, 10 milyonu aşkın kişi işsizlikten kıvranırken, milyonlarca emekli açlık sınırı altında kalan aylığa talim ederken; bu denli yüksek paranın hiçbir sorumluluk almadan rahatça yaşamlarını sürdüren Suriyelilere harcanması kabul edilemez. O para zor durumdaki vatandaşımızın gereksinimleri için kullanılsa rahata erecek, sıkıntı çekmeyeceklerdi. Afganlıların gelmesiyle Türkiye mülteci ülkesi konumuna geldi. Ne var ki, bunu kaldıracak gücü yok Türkiye’nin. Açın kapıları, salın Avrupa’ya bunları. Olmuyorsa ülkelerine gönderin. Kendi ülkesine yararı olmayanların, Türkiye’ye ne katkısı olur ki… Masraftan başka...