Her türlü iyiliği, güzelliği, hayır ve bereketi bünyesinde barındıran bir Ramazan ayına daha ulaşmanın huzur ve mutluluğunu hep birlikte yaşıyoruz. Ramazan ayı bolluk, bereket, rahmet ve mağfiret ayı olarak biliniyor.

Yardımlaşma ve dayanışma duygularını ön plana çıkaran, paylaşmanın artmasına vesile olan Ramazan ayı, birlik ve beraberliğimizin pekişmesi açısından da önem taşıyor. Malum, ülkemiz ekonomik olarak zor bir zamandan geçiyor. Pandemi ve sonrasında esnafından halkına kadar oldukça sıkıntılı bir ekonomik dönemin içerisindeyiz. Döviz fiyatları, petrol ve doğalgaz fiyatları derken ayçiçek yağından sonra şimdi de et ve şeker fiyatları aldı başını gidiyor. Diyeceksiniz ki bunun Ramazan ayı ile ne ilgisi var? Hem de çok ilgisi var. Ramazan denilince akıllara sahur ve iftar sofraları heyecanı gelir. Ama bir taraftan da Ramazan ayını fırsat bilenler var. Gıda fırsatçıları fahiş fiyatlar uyguluyor. Son zamanlarda adeta fırsatçılık yaparak hükümetin aldığı tüm önlemlere rağmen karlarına kar katmak isteyenlerin Ramazan ayında da boş durmayacağı aşikar. Pusuda bekleyen fırsatçılar bu Ramazanda da adeta ellerini ovuşturarak "halkın cebine nasıl dokunuruzun" hesabını yapıyor. Yani anlayacağınız Ramazan heyecanı ile sahur ve iftar sofrasında ağız tadı bırakmıyorlar. Şunu belirtmek isterim ki, bu mübarek ayı bahane ederek fiyat artırmak, bu kutsal ayı fırsat bilmek, ticaret değil vurgunculuktur. Ete, yağa, şekere, una, meyve ve sebzeye normalin dışında zam yapmak, Ramazanın maneviyatına ters olduğu gibi, insanlık ve ticaret ahlakıyla da bağdaşmaz. Hurma, peynir, pide fiyatları Ramazana özel tarife sanki. Buradan bir kez daha sesleniyorum. Vatandaşların, Ramazan ayını huzur ve bereket içerisinde, ağız tadıyla geçirmesi için her türlü önlem alınmalı ve fırsatçılara fırsat verilmemeli.

Bu nedenle dar gelirli vatandaşlara sadece yardım paketleri ile destek olmaktan ziyade, ekonomik olarak nefes alması sağlanmalı. Fırsatçılık yaparak fahiş kar elde etmenin peşinde koşanlara karşı cezai tedbirler net bir şekilde alınmalı. Bunun yanında kontrol mekanizmasının gelişmesi gerekiyor. Sadece devletin değil, vatandaşların da sorumluluğu bulunuyor bu konuda. Vatandaş, kontrol ve denetim mekanizmalarına yardımcı olmalı ve karşılaştığı ani fiyat artışlarını ilgili kurumlara mutlaka bildirmelidir.

Çünkü ilk ve en etkili denetim görevi her zaman tüketicinindir. Bu vesile ile tüm İslam aleminin Ramazan ayını kutluyor, bu mübarek ayın ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesini Cenabı Allah’tan niyaz ediyorum.

Kalın sağlıcakla...