SAMSUN (AA) - MEHMET KUMCAĞIZ - Samsun Zootekni Derneği Başkanı ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ergin Öztürk, Türkiye'nin hayvansal yem açığının her yıl arttığını belirtti.

Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de nüfus artışı ve  kişi başı hayvansal ürün tüketiminin her geçen yıl arttığı dikkate alındığında kaba ve kesif yem üretiminin aynı düzeyde kalmasının ithalatın her geçen yıl artması anlamına geleceğini söyledi.

Türkiye’de yaklaşık 14 milyon baş sığır, 31 milyon baş koyun, 11 milyon baş keçi bulunduğuna işaret eden Öztürk, hayvan varlığındaki artışa paralel olarak yem üretiminin de orantılı olarak arttırılması gerektiğini ifade etti.

- "Kaliteli kaba yem açığımız 15 milyon ton civarında"

Türkiye'de hayvan varlığı ile yem ihtiyaçları arasında dengesizlik bulunduğunu anlatan Öztürk, şöyle devam etti:

''Ülkemizin kuru madde olarak kaba yem ihtiyacı 47 milyon tondur. Üretim ise 42 milyon tondur. Buna göre 5 milyon tonluk bir açık söz konusudur. Silaj ihtiyacımız 33, üretimimiz 18 milyon ton civarındadır. Çayır, mera, yem bitkileri ve bahçe içi otların toplamı olarak ihtiyacımız ve üretimimiz ise 31 milyon ton, saman üretim ve tüketimimiz 10 milyon tondur. Toplam kaba yem ihtiyacımız 74 milyon ton iken üretimimiz 59 milyon ton olarak gözükmektedir. Silajın yaklaşık üçte ikisinin su olduğu dikkate alındığında kuru madde bazında 5 milyon tonluk bir silaj açığı da gözükmektedir. Ayrıca bununla birlikte 10 milyon ton samanın kullanıldığını da dikkate alırsak,  söz konusu kaliteli kaba yem açığımız 15 milyon ton civarındadır. Türkiye'nin hayvansal yem açığı her yıl artıyor. Bunun için yem üretimimizin artırılması gerekiyor.''

Türkiye'nin kaba yem açığının giderilmesi için yonca başta olmak üzere korunga, üçgül, fiğ  gibi kaliteli kaba yem üretiminin artırılmasına ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Öztürk, kaliteli kaba yemlerin daha fazla kullanılmasının hem hayvanlardan elde edilen verimin artmasına hem de işletmenin karlı, verimli ve sürdürülebilir olmasına önemli katkılar sağlayacağını aktardı.

 Türkiye'de son yıllarda gerek beyaz et ve yumurta üretimi gerekse kırmızı et ile süt ve süt ürünleri üretiminde önemli teşvik uygulamaları da yapılarak üretim artışı gerçekleştirildiğini kaydeden Öztürk, şunları kaydetti:

''Nüfus artışı, iklim değişikliği, kuraklık, su kaynaklarının azalması, tarıma elverişli toprakların daralması, şehirleşme, biyoyakıt üretimi gibi etkenler yem üretiminin azalması ve fiyatların artmasında önemli etken oluşturmaktadır. Bu kapsamda yoğunluklu ithal ettiğimiz soya ve mısır başta olmak üzere yağlı tohumlar ve tahılların üretiminde de artış gerçekleştirmemiz gerekmektedir. Gerek nüfus artışı ve gerekse kişi başı tüketimlerinin her geçen yıl arttığı dikkate alındığında kaba ve kesif yem üretimimizin aynı düzeyde kalması ithalatın da her geçen yıl artması anlamına gelecektir. Bu iki nedenle de üretimde sürekli artış gerçekleştirmemiz gerekmektedir."

Öztürk, Türkiye'nin farklı bölgelerindeki iklim ve coğrafi şartlarda yetiştirilebilecek alternatif kaba yem kaynaklarının devreye sokulması ve bu yem bitkilerinin bakanlıkça destek verilen yem bitkileri listesine dahil edilmesinin üretim artışında faydalı olacağını da sözlerine ekledi.