Kardiyoloji Bölümü Uzmanı Dr. Hüseyin Katlandur, yaşlılarda en sık rastlanılan problemin kalp damar hastalıkları olduğunu belirterek, yapılan araştırmalarda 80 yaş grubu insanların toplumdaki diğer insanlara göre 5 kat daha fazla kalp damar hastalığı riski taşıdığını söyledi.

Konya Hospital Kardiyoloji Bölümü Uzmanı Dr. Hüseyin Katlandur, yaşlıların şikayetlerini ifade etmede zorlandıklarını belirterek, “En sık karşılaştığımız problem şuanda kalp damar hastalıkları. Yapılan araştırmalarda görülmüş ki 80 yaş grubunda normal topluma göre 5 kata kadar kalp damar hastalığı riski artıyor. Yaşlılarda şöyle bir sorun daha var. Yaşlılar şikayetlerini ifade etmekte biraz daha zorlanabiliyorlar. Onların daha ciddi manada muayene edilmesi, EKG’lerinin çekilmesi, inceleme yapılması gerekiyor. Bunlar yapılmazsa bunun sonucunda kalp krizi, yoğun bakım süreci, felç ile sonuçlanabiliyor. O yüzden erken tanı çok önemli” ifadelerini kullandı.

“5 kişiden birinde atrial firbilasyon oluştuğunu görüyoruz”

Atrial firbilasyonun sessiz seyretmesi nedeniyle hastalığın fark edilememesine neden olduğunu belirten Dr. Hüseyin Katlandur, “Bunun dışında en sık karşılaştığımız sorunlardan bir tanesi de atrial firbilasyon dediğimiz ritim bozukluğu. Özellikle yapılan araştırmalarda 80 yaş grubunda yaklaşık yüzde 20’ye varan oranda yani 5 kişiden birinde atrial firbilasyon oluştuğunu görüyoruz. Atrial firbilasyonun en sıkıntılı tarafı da kalp krizi gibi göğüs ağrısı, nefes darlığı gibi semptom vermiyor ve bu sessiz seyrediyor. Sessiz seyretmesi maalesef hastalığın fark edilmemesine ve kötü sonuçlarının ortaya çıkmasına yol açıyor. Kötü sonuç kalpte pıhtı oluşması bunun beyine ve diğer hayati organlara atması şeklinde. Felç geliştikten sonra da bunun tedavisi gerçekten çok zor. Özellikle birkaç seneyi bulan rehabilitasyon süreci ve hasta, hasta yakınlarının çektiği inanılmaz acı. O yüzden mutlaka bu yaş grubunda muayene yapılması, EKG çekilmesi önem arz etmekte. Bunun dışında en sık karşılaştığımız bir diğer hastalık grubu da hipertansiyon. Hipertansiyon yaşlılıkla beraber artıyor. Maalesef yaşlı hastalarımız gençlere göre çok daha az bunun farkına varıyorlar. Genç bir hasta polikliniğe baş ağrısı, çarpıntı, terleme gibi şikayetlerle başvururken, yaşlı hastanın büyük tansiyonunu biz burada 22-23 ölçtüğümüz zaman herhangi bir şikayeti olmadığını görebiliyoruz. Maalesef şikayetin olmaması demek herhangi bir sorununu olmayacağı anlamına gelmiyor. Hastanın maalesef yüksek tansiyona bağlı olarak felç, kalp krizi, körlük, böbrek yetmezliği gibi sorunlarla karşı karşıya kalmamıza yol açıyor” ifadelerini kullandı.

“Şeker hastası olan bireylerin mutlaka düzenli olarak kalp kontrolünden geçmelerini tavsiye ediyoruz"

Dr. Katlandur, yaşlılıkta sık olarak görülen bir diğer sorununda şeker hastalığı ve şeker hastalığına bağlı olarak gelişen kalp hastalıkları olduğunu vurgulayan Dr. Katlandur, "Şeker hastalığı artan sıklıkla son zamanlarda özellikle genç yaşlarda daha da artan sıklıkla görmeye başladık. Tabi ki şeker hastalığının tedavisinin ilerlemesi bu alanda ki tıbbi gelişmeler sonucunda bu hastalar daha ileri yaşlara taşınmaya başladı ve şeker hastalığına bağlı kalp damar hastalığı, körlük, böbrek yetersizliği gibi bir takım komplikasyonları daha sık görmeye başladık. Şeker hastası olan bireylerin mutlaka düzenli olarak kalp kontrolünden geçmeleri, ekokardiyografilerinin yapılmaları ve sessiz kalp krizi riskine karşı efor testinin yapılmasını tavsiye ediyoruz” diye konuştu.