Ovacık merkeze yaklaşık 12 kilometre mesafedeki Yeşilyazı köyünde ikamet eden evli ve bir çocuk annesi Duygu Ayata (33), ilçede arıcılık yapan tek kadın. Üniversiteden mezun olduktan sonra girdiği Kamu Personeli Seçme Sınavı’nda (KPSS) yeterli puan alamadığı için atanamayan Ayata, bunun üzerine eşinin mesleğine merak sardı. İlk zamanlarda eşine yardımcı olan Ayata, daha sonra ise arıcılık yapmaya karar verdi.
Arılarına daha kolay bakabilmek için evinin önündeki bahçeye arı kovanlarını yerleştirdiğini ifade eden Ayata, "Çok uzman değilim bu konuda. Daha acemiyim, yeni başladım. Arıcılardan, arıyı iyi bilenlerden yardım ve destek alıyorum. Onlarda gelip bana yardım ediyorlar. Beraber bakıyoruz. Bazen de tek başına bakıyorum. Ama, zevkli bir iş. Daha önce elli kovan arımız vardı. Sonra, yüz elli kovan arı oldu. İki yüze çıktı. İki yüz elli oldu. Şimdi, sadece seksen sekiz kovan arım var. Maddi sebeplerden dolayı arılarımı sattım. Sadece seksen sekiz kovan arıya bakıyorum" dedi.

“Çok zevkli bir iş" 
Arıcılıkla uğraşmaya başladıktan sonra, çeşitli zorluklarla karşı karşıya kaldığını anlatan Ayata, "Bu işin en büyük zorluğu, ayı. Arıları, ayıdan korumak lazım. Elektrikli tel çektim. Ama hayvana zarar vermek istemiyorum. Voltajı düşük elektrikli tel sayesinde, ayı ürküp geri kaçıyor. Ayı, arılara zarar vermesin diye de evimin balkonundaki prize radyo taktım. Ayı, radyo sesine gelmez diye. Gece kalkıp belli bir saate kadar bekliyoruz. Ayıdan başka daha büyük bir sıkıntımız yok ama arıcılığın başka bir zorluğu daha var. Doğadaki bitkinin iyi olmaması, veriminin iyi olmamasından kaynaklı, arının biraz geri gitme, zayıflama durumu var. Şuan, sadece bu iki sıkıntıyı yaşıyoruz. Onun dışında çok zor bir iş değil. Severek yaptıktan sonra, çok zevkli bir iş. İşinizi severseniz eğer, diğer zorluklarda zaten görülmüyor" diye konuştu.

"Arıcılık, tam kadınlara göre" 
Hiçbir mesleğin ya da bir işin sadece erkeklere ait olduğunu düşünmediğini dile getiren Ayata, şunları kaydetti: “Bütün kadınlar, bütün iş alanlarında istedikleri kadar, istedikleri gibi çalışabilirler. Arıcılıkta böyle bir şey. Sonuçta, kadınlar bunu daha iyi yapar diye düşünüyorum. Daha özenli, daha itinayla ve daha severek yapacaklardır. Bu yüzdende kadınlara öneriyorum. Kesinlikle yapmaları gerekiyor. Arıcılık, tam kadınlara göre bir iş. Temiz ve özenli olduğu için kadınlar bunu daha güzel yaparlar. Daha dikkatli ve daha özverili bir iş. Arı, çok hassas bir hayvan. Arıcılığa başladığımdan beri, arıya karşı daha özel bir şey besliyorum. Normalde doğayı, hayvanları hepsini seviyorum. Ama arı çok daha başka. Çok farklı bir hayvan. Bana hep kovan bir dünyaymış gibi geliyor. Çalışan, işçi, emekçi, ana arı. Onun üretimini ve devamlılığını sağlaması. Mükemmel bir şey. Bu sadece erkeklere özgü değil. Kadınlar, kesinlikle yapmalı bu işi. Bu konuda kendilerini geliştirmeliler. En üst seviyeye kadar gelebilmeliler.”

"Ailem çok fazla destek veriyor" 
Ayata, arıcılığa ilk başladığında çevresindekilerin kendisini şaşkınlıkla karşıladığını da belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Arıyı ilk köye getirdiğimde, herkes böyle biraz şaşkınlıkla karşılamıştı. 'Sen mi bakacaksın?' diye. Ama sonrasında herkes alıştı. Şimdi, herkes soruyor. Zaten ailem çok fazla destek veriyor. Arıyla ilgilenme, arının bakımı konusunda çok fazla yardım ediyorlar. Yardımcı oluyorlar bana. Zaten hepimiz kadınız. Tam bir kadın dayanışmasıyla arılara ortak bakıyoruz. Beraber bakıyoruz. Çevreden gelen tepkilerde çok güzel. Başka kadınların da böyle merak saldığını ve ilgilendiğini duyuyorum. Bu, beni çok mutlu ediyor.'