Marka ve patent sektörünün lider kuruluşlarından Destek Patent A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz, Türkiye gibi potansiyeli yüksek bir ülkenin katma değere ve markalaşmaya odaklanması gerektiğini ifade etti.
Yamankaradeniz, Adana Hilton Otel’de düzenlenen toplantıda basın mensuplarıyla bir araya geldi. Yamankaradeniz, Türkiye’nin çok büyük bir potansiyeli olduğunu ve mevcut ekonomik dengenin korunarak sürdürülebilir büyümenin sağlanması gerektiğini vurguladı.
Sürdürülebilir ekonomik büyüme için yerli katma değer, markalaşma ve Turquality süreçlerinin önemli ölçüde birbirini destekleyen süreçler olduğunu aktardı. Yamankaradeniz, “Türkiye gibi potansiyeli yüksek bir ülkenin katma değere ve markalaşmaya odaklanması gerekmektedir. Katma değer oluşturmanın tek yolu ise endüstriyi marka ve yüksek teknoloji odaklı yapıya dönüştürmekten geçmektedir” diye konuştu.
TBMM Başkanlığına sunulan 10. Kalkınma Planı’na göre, 2018 yılında yerli patent başvuru sayısının 16 bine çıkması amaçlanıyor. Kalkınma planı doğrultusunda, Türkiye’nin ulusal ve global arenada marka ve patent konusundaki performansını değerlendiren Yamankaradeniz, “2014 yılında gerçekleşen ve Türk Patent Enstitüsü (TPE) tarafından yayınlanan patent başvurusu rakamlarına göre; 2014 yılında patent başvuru sayısı geçtiğimiz yıla oranla yüzde 2 artış kaydetti. Türkiye’de yerli ve yabancı şirketlerin patent toplam başvuru sayısı 2013 yılında 15 bin 613 adet olurken, 2014 yılında ise bu sayı 15 bin 943 adete ulaştı. 2014-2015 yılları ilk 4 ayının toplam patent ve faydalı model başvurularını kıyasladığımızda ise yüzde 5,2’lik artış olduğu gözlemlenmektedir” dedi.
Artışın umut verici fakat yenilikçi üretimin temel alınacağı bir ekonomi için bu oranın artırılmasının şart olduğunu belirten Yamankaradeniz , Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşması için gerçekleştirilebilir hedefler koyması ve belirli sektörlerdeki şirketleri, doğrudan teşvik etmesi gerektiğini kaydetti. Yamankaradeniz, “Ar-Ge teşviklerinin daha sağlıklı kullanılması gerekiyor. İhracat hamlesinde fark yaratacak şirketlerin sektörlerine odaklanarak, buradaki gelişmeyi artırmamız gerekiyor. Ayrıca üniversitelerin ve akademisyenlerin desteklenmesi gerekiyor. Bu desteklenen üniversitelerin her birinin bir uzmanlık alanına sahip olması gerekiyor. Bir üniversitemiz sağlık medikal alanda uzmanlaşırken bir diğeri otomotiv, bir diğeri ile iletişim bilişim teknolojileri alanında uzmanlaşmalı. Ancak bu şekilde odaklanarak organize olabilirsek somut ilerleme kaydetmemiz mümkün olacaktır” şeklinde konuştu.
Firma düzeyinde fikri mülkiyet bilincinin ve yenilikçilik kültürünün, bu konudaki bilgi ve birikimin artırılması gerektiğini vurgulayan Yamankaradeniz, “Fikri haklar sistemi konusunda kamuoyunun her düzeyde bilgilendirilmesine yönelik tanıtım ve eğitim faaliyetleriyle toplumsal bilincin artırılması gerekiyor. Toplum temelinde bu algının oluşturulması, kurumların da kendilerini yönlendirmelerinde yol gösterici olacaktır. Haklarını koruma bilincine erişen bireyler, ülke kalkınmasında da önemli rol üstlenmiş olacak. Fakat ülkemizde marka-patent konusu, ülkemizde doğru ve yeterli algılanamamış bir alan olduğu için başvuru düzeyi de olması gerekenin altında” diye konuştu.