Muhammet KAÇAR/HOPA (Artvin), () - ARTVİN’'in Hopa İlçesi'nde 8 kişinin hayatını kaybettiği 3 kişinin de kaybolduğu sel ve heyelan afeti, kaçak bir çöp depolama alanını da ortaya çıkardı. Hopa İlçesi Çamlıköy ve Fener mevkisi arasındaki yamacın arkasına dökülen çöpler, sel suları ile Karadeniz Sahil Yolu’na sürüklendi. 
Artvin’in Hopa ve Arhavi İlçeleri’nde meydana gelen sel ve heyelan afeti ortaya ilginç bir görüntü çıkardı. Hopa İlçesi Çamlıkköy ve Fener Mevkisi arasındaki dağın arka yamacındaki alanda oluşturulan vahşi depolama alanına Hopa ve Arhavi belediyeleri yıllarca çöp döktü. Bölgede yaşanan son sel afeti sonrası taşan yan dereler, çöpleri yamaçtan sahile taşıdı, Karadeniz Sahil Yolu’nda adeta çöp dağları oluşturdu. Sel sularının sürüklediği çöpler sahil yolu boyunca yayıldı.
HOPA BELEDİYE BAŞKANI: ARA SIRA ÇÖP DÖKTÜK
Hopa Belediye Başkanı AK partili Nedim Cihan, bölgede yıllar önce oluşturulan depolama alanına kendilerin de ara sıra çöp döktüğünü belirterek, "Bu alana daha önceleri çöp dökülmüş. Bizde ara sıra o alana çöp döktük. Sel sırasında çöpler sularla sürüklenerek sahile indi. o alanı temizleyeceğiz" dedi.
Arhavi Belediye Başkanı AK Partili Coşkun Hekimoğlu ise, o bölgede yıllar önce çöp depolama alanı oluşturulduğunu belirterek, "Benim dönemimde oraya çöp dökülmedi. O bölgeye çöp dökmeyi uygun bulmadım. Hatta, 'Dökülen çöpler bir gün sel olursa sahile iner’ diye uyarım da olmuştu. Dediğim maalesef çıktı. Ortada kötü bir görüntü var" diye konuştu.
TMMOB HEYETİ HOPA’DA
Bu arada Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nden (TMMOB) 15 kişilik heyet, Artvin’in Hopa ve Arhavi ilçelerinde sel ve heyelan bölgelerini inceledi. Hopa Belediye Parkı'nda heyet adına açıklama yapan Jeofizik Mühendisleri Odası Artvin İl Temsilcisi Hakan Yavuz, yaşanan olayın doğal afet olmadığını belirterek şunları söyledi: 
"Takdiri ilahi hiç değil. Rant ve talan politikalarının sonucu olan çarpık kentleşme ve sağlıksız yapılaşma ile ülkemizde doğa olayları, doğal afet şeklinde yaşanmaktadır. Bölgenin coğrafi ve topoğrafik özellikleri göz önüne alınmadan yapılan altyapı çalışmaları, kesilen ağaçlar, daraltılan dere yatakları, dere yataklarına yapılan binalar ve işyerleri, doldurulan deniz sonuç olarak doğal bir olayı doğal bir afete dönüştürmüştür." 
SOMA’YA 'FITRAT' DİYEN ZİHNİYET, HOPA’DA 'TAKDİRİ İLAHİ' DİYOR'
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu'nun 500 yılda bir yağan şiddetli yağmurdan bahsettiğini hatırlatan ve ‘Takdiri ilahi’ diyerek hükümetin sorumluluğunu unutturmaya çalıştığını kaydeden Yavuz şöyle konuştu:
"Soma’da 301 madencinin ölümüne, 'Fıtrat' diyen zihniyet, Hopa’da 'Takdiri ilahi' diyebilmektedir. Bu zihniyet devam ettiği sürece su taşkınları ve felaketler devam edecektir. Çünkü Samsun’da, İstanbul'da ve birçok bölgemizde daha önce yaşanan felaketlerden hiç ders alınmamıştır. 'Dere ıslahı' adı altında derelerin betonlaştırılması, dere yataklarının daraltılması, dere yataklarının imara açılarak güvenli olmayan bölgelere konut inşa edilmesinin felakete neden olduğu tüm uyarılarımıza rağmen gözardı edilmiş, insanlarımızın hayatı pahasına bu uygulamalar devam ettirilmiştir. Dere yataklarının imara açılması ile ortaya çıkan rant, insanlarımızın hayatından daha mı değerlidir?"
'FELAKETİN ÖNEMLİ HALKALARINDAN BİRİ DE HES'LER'
Karadeniz bölgesinde derelerin üzerine kurulan yüzlerce HES`in bu felakete yol açan zincirin önemli halkalarından biri olduğunu kaydeden Yavuz sözlerini şöyle sürdürdü:
"Doğayı ve yeşili talan edecek olan uygulamalara, doğa katliamlarına inatla devam edilmektedir. Yeşil Yol projesi bu yanlışlardan biridir ve daha fazla talana, doğa katliamına yol açmadan durdurulmalıdır. Her türlü bilimsel ve teknik uyarılara karşın asli görevlerini yerine getirmeyen siyasi iktidar, mesnetsiz ve tutarsız söylemlerle gerçekleri örtbas etmeye çalışmaktadır. Soma'da, Ermenek'te, iş cinayetlerinde olduğu gibi yine ölümler halka reva görülmekte; siyasi iktidar ise şovunu sürdürmektedir. Buradan TMMOB olarak bir kez daha söylüyoruz: Bu felaket bir doğal afet değildir. Rantın, talanın, ihmallerin sonucu oluşan bir felakettir. Siyasi iktidar ve yerel yönetimlerin planlama hatalarının acı bir sonucudur. Takdiri ilahi değil, takdiri idaridir. İdarenin takdiri ile yapılan icraatlar sonucu oluşan bir felakettir. Yapılması gereken, bu olaydan ders çıkararak gelecekte benzer faciaların yaşanmaması için bilim ve tekniğin ışığında, rant politikalarından uzak, halkın yararına planlamalar yapmak ve uygulamaktır. Yapılması gereken, bu olayda sorumluluğu ve ihmali bulunan yetkililerin hesap vermesidir." 

FOTOĞRAFLI