SAMSUN (AA) - FATİH MEHMET KÜRKÇÜ - Başörtüsü nedeniyle 1999 yılında mezun olduğu Marmara Üniversitesi Edebiyat Fakültesinden çıkış belgesi alamayarak öğretmenlik başvurusunda bulunamayan 3 çocuk annesi Sündüs Aslan, 16 yıllık aradan sonra Muş'a öğretmen olarak atanarak göreve başladı.

28 Şubat davasına müdahil olarak ifade veren, mağduriyetinin giderilmesi için önce Milli Eğitim Bakanlığı'na ardından da ombudsmana başvuran, müracaatlarının sonucunu beklerken Bakanlığın bu ay içinde yaptığı 15 bin öğretmen atamasında Türk Dili ve Edebiyatı için ayrılan 700 kişilik kontenjandan yararlanarak Muş'un Korkut ilçesindeki Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesine atanan Sündüs Aslan (38), AA muhabirine yaşadığı mutluluğu anlattı.

Öğretmenlik başvurusu için formasyon belgesi almak üzere eşiyle mezun olduğu Marmara Üniversitesine gittiklerini ve diplomasının aslını 16 yıl sonra alabildiğini belirten Aslan, söz konusu belgeyi aldıktan sonra başvurusunu tamamlamayarak tercihlerini yaptığını söyledi.

Muş'un Korkut ilçesine atamasının gerçekleştiğine, internetten atama yazısını görene kadar inanamadığını anlatan Aslan, 5 Şubat akşamı eşinin internet üzerinden atama sonuçlarına baktığını, "Atamanız Korkut ilçesine yapılmıştır" yazısını gördükten sonra ailesiyle büyük mutluluk yaşadığını belirtti.

- Mutluluğu eşi ve iki çocuğundan ayrılana kadar sürdü

Kendisi gibi edebiyat öğretmeni eşi Ahmet Aslan ile büyük kızı Zeynep (9) ve oğlu Yusuf'u (12) Samsun'da bıraktığını, 5 yaşındaki küçük kızı Meryem'i yanına alarak Muş'a geldiklerini dile getiren Aslan, "Ben 3 yıldır ders çalışıyordum. Bileğimin hakkıyla kazanılmış bir şey. Aynı zamanda bu bana Allah'ın bir lütfu diye bakıyorum. O izin vermeseydi olmazdı. Büyük heyecan ve sevinç yaşadık. Daha sonra işler gerçeğe dönüşünce aileyi bölmek zorunda kaldık. Mutluluğumuz yarım kaldı. İnşallah bir yıl sonra geri dönmeyi umut ediyorum" ifadesini kullandı.

- 16 yıl sonra öğretmen oldu

Mezuniyetinden bu yana öğretmen olacağı günü beklediğini ve "28 Şubat mağduru" biri olarak hiçbir zaman umudunu kaybetmediğini vurgulayan Aslan, "Mesleğe başladığıma çok sevindim ancak evli ve 3 çocuklu bir anne olarak artık ders çalışıp sınav stresi yaşamayacak olmaktan dolayı çok daha mutlu oldum. Benimle mezun olan birçok arkadaşım başını açıp göreve başladı. Ben 16 yıl bekledim, sonunda öğretmen oldum ama sanki yıllardır görevimi yapıyormuş gibi, öğrencilerimle daha önceden tanışıyormuş gibi hissediyorum" diye konuştu. 

- 40 yaş sınırının kalkması

Milli Eğitim Bakanlığınca atamada aranan 40 yaş sınırının kaldırılmasının kendilerini çok mutlu ettiğini aktaran Aslan, söz konusu uygulamanın hayata geçirilmesinin kendi gibi mağdur insanlara umut olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu uygulama olmasaydı ve atanamasaydım son iki yıl kaldı diye stresle ders çalışacaktım. Arkadaşlarım var, bu uygulamadan sonra ümitlendiler. 'Madem 40 yaş sınırı kaldırıldı öyleyse ders çalışalım' diyorlar, 40 yaşını aşanlar da vardı. 16 yıl sonra benim çalışarak bileğimin hakkıyla göreve gelebilmem birçok arkadaşıma ümit oldu. Beni arayıp nasıl ders çalıştığımı soruyorlar. Umudunu kaybeden, vazgeçen birçok arkadaşım bana bakıp ders çalışmaya başladı."

Hayal ettiği mesleğine, inancından taviz vermeden ulaştığını, bunun için büyük bir rahatlık ve huzur yaşadığını ifade eden Aslan, başörtüsüyle çalışmak isteyen tüm kamu çalışanlarının inandıkları gibi yaşayabildiğini belirtti. Aslan, "Benim bir farkım var. Ben hiçbir zaman elhamdülillah inancımdan taviz vermedim. Başımı açmadan bileğimin hakkıyla atandığım için çok mutluyum. Derslere başörtülü ve pardösülü giriyorum. Önlük zorunluluğu da yok. Okul yönetimi de anlayışlı" dedi.

- 28 Şubat davası süreci

Sündüs Aslan, yaşadıklarından dolayı 28 Şubat davasına müdahil olduğunu, davaya ilişkin ifade verdiğini ve sürece müdahil olmaya devam edeceğini aktararak, şunları kaydetti:

"Davaya müdahil olmayı sürdüreceğim. Devletin bana lütfettiği bir şey yok. Bugüne kadar hiçbir hakkımızı alamadık. Belki lütfetselerdi 'Muş'tan değil de Samsun Çarşamba'dan göreve başla, ailen, çocukların mağdur olmasın' denilebilirdi. Bunun için başvurmayı düşündük 'Daha erken zamanda aileme dönebilir miyim' diye. Şu an bir beklentimiz yok. Bir şey yapabileceklerini de zannetmiyorum. Cezalarını çeksinler diyorum. Dava davadır. Bu sürecin takipçisi olmaya devam edeceğim. Benimle mezun olan arkadaşlarım 16 yıldır mesleklerinde çalışıyorlar, maaşlarını alıyorlar, sigortaları ödeniyor. Emekliliklerine yaklaşmışlar. Böyle bir kayıp da var. Ben onun peşinde değilim. Çünkü bulduğum şey güzel. Öğretmenliğe başlamış olmak, resmi olarak öğretmen olmak gerçekten güzel.

Özellikle ben kendi çocuklarım üzerinden değerlendiriyorum olayı. Son 3 yıldır sürekli ders çalışıyordum ve atanamıyordum. Puanım yeterli gelmiyordu. Sonunda başarmış olmak çocuklarım açısından da iyi oldu. Kötü bir örnek teşkil ediyordum 'sınavlarda çalışılarak da başarısız olunuyor' diye ama sonunda başarmış olmam çocuklarım için de iyi bir örnek oldu."