Eski Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, batıda birçok insanın İslam ve Hz. Muhammed Mustafa’yı tanımada çok ciddi eksikler ve yanlış bilgiler içinde oldukları için İslama ve Hz. Peygambere dil uzattığını belirterek, "Başka din mensupları ileri, geri konuşabilirler ama biz Müslümanlar olarak Efendimizi bu dünyaya yeterince tanıtamadık, anlatamadık. İslam’a örnek olamadık, örnek Müslüman olamadık" dedi.
Eski Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, Kutlu Doğum Haftası kapsamında Mersin’de vaaz verdi. Muğdat Camisi’nde verdiği vaazda Bardaoğlu, Hz. Muhammed’i tanımanın, onun güzel ahlakını çocuklara anlatmak için bu haftanın çok önemli olduğunu belirtti. Bardakoğlu, "Haftanız mübarek olsun, kutlu olsun. Efendimiz Muhammed Mustafa’yı daha çok tanıma, daha çok sevme, evimize daha çok misafir etme imkanımız var. 20 Nisan haftasını Kutlu Doğum Haftası olarak kutluyoruz. Dünyanın her yerinde bu hafta vesilesiyle biraz daha görevimizi yapmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Allah birliğinizi, dirliğimizi, huzurunuzu, gönlünüzdeki peygamber sevgisini eksik etmesin" diye konuştu.
"YÜCE RABBİMİZ PEYGAMBERİMİZİ GÖKTEN, UZAYDAN GÖNDERMEDİ"
Özellikle bu haftada 2 sorunun çok önemli olduğunu vurgulayan Bardakoğlu, "Peygamberlere neden ihtiyaç var? Allah peygamberleri niçin gönderiyor? Bu soruları biraz daha sormamız ve cevabını bizim bulmamız gerekiyor. Her an kötülük yapabiliriz her an yüce iyilikler yapabiliriz. İşte Yüce Rabbimiz akıl verdi, ruh verdi, vicdan verdi bize ama kötülükleri de yapma becerisi de verdi ki dünya hayatı bizim için bir imtihan olsun dedi. Bizi robot gibi göndermedi. Allah katında en değerli amel kendi hür irademizle yaptığımız iyiliktir ve kendi hür irademizle kötülüklerden vazgeçmemizdir. Allah bunu istiyoruz bizden. Onun için akıl verdi, vicdan verdi, bir de bize yardımcı olması, rehber olması için din ve o dini tebliğ eden peygamber verdi. Yani Allah’ın dini göndermesi, İslam’ı göndermesi Kur-an’ı göndermesi, Hz. Muhammed Mustafa’yı göndermesi tamamen bir lütuf, bir ihsan, bir merhametin sonucudur. Dünya hayatında ayağımızın tökezlemesini bildiği, yere kapaklanacağımızı, ayağımızın sürekli çukurlarda dolaşacağını bildiği için bize lütfetti, bize acıdı, bize yardım etti dini, peygamberi ve rehberi gönderdi. Peygamberler bizim aramızdan insanlardır. Efendimiz Muhammed Mustafa’da bizim aramızdan biriydi. Allah resullerini, peygamberlerini gökten, uzaydan göndermedi. Bizimle hiç alakası olmayan bizim dışımızda varlıklar değil, aramızdan gönderdi. Hatta inanmayanların itirazı budur. ’Allah gökten, uzaydan bir peygamber gönderseydi, biz kabul ederdik ama aranızda dolaşan, bizim gibi yemek yiyor, bizim gibi sokakta yürüyor, alışveriş yapıyor, evleniyor, çoluk çocuğu oluyor. Böyle bir beşeri göndermesini biz kabullenemiyoruz’ diyorlar. Halbuki yüce Rabbimizin peygamber olarak beşer, insan Adem ve Havva’yı göndermesinin çok önemli bir hikmeti var. Çünkü gönderdiği emirlerin, tavsiyelerin, yaptığı talimatın yerine getirilebilir olduğunu bir insan üzerinde öğretilmesi gerekir. Yani Hz. Peygamber dini tebliğ edecekti ama onu yaşayacaktı ki yapılabilir olduğunu bizlere anlatsın. Hüküm ve talimatlar verip de gitmedi. O yüzden de bize en güzel örnek oldu. En güzel aile hayatını bize o gösterdi. Çocuklara şefkatli olun dedi, onları Allah sevgisiyle yetiştirin, aile sevgisiyle yetiştirin dedi. En güzel komşuluk örneklerini o bize gösterdi" şeklinde konuştu.
"İSLAM’A ÖRNEK OLAMADIK, ÖRNEK MÜSLÜMAN OLAMADIK"
Batıda birçok insanın İslam ve Hz. Muhammed Mustafa’yı tanımada çok ciddi eksikler ve yanlış bilgiler içinde oldukları için İslama ve Hz. Peygambere dil uzattığının altını çizen Bardakoğlu, "O bizim kusurumuz. Başka din mensupları ileri, geri konuşabilirler ama biz Müslümanlar olarak Efendimizi bu dünyaya yeterince tanıtamadık, anlatamadık. Bu konuda biz onun örnek ahlakını öne çıkaramadık. İslam’a örnek olamadık, örnek Müslüman olamadık. Bizim üzerimizden de, bizim eksiklerimizi dinimize mal ederek, dinimize saldırdılar. Bize düşen tanımak, anlamak, sevmek ve yavaş yavaş yolumuza gitmektir. İşte onun için evimizde Peygamber Efendimizin hayatını anlatan,onun güzel ahlakını anlatan bir kitap olsun. Bu iş sadece Kutlu Doğum Haftasında değil, zaman zaman bunları okuyalım. Onların hayatından biraz örnekler görelim. 21. yüzyılda Efendimiz Mersin’de yaşamıyordu. O günkü sosyal şartlar, o gün ki şartlar içinde yaşıyordu. Onun yaşamında, yemesinde, içmesinde davranışları içerisinde bize örnek olacak birçok şey var" ifadelerini kullandı.