Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Bu sene iklim şartlarının hububat üretimi açısından uygun seyrettiği gerçeğinin yanı sıra, hasadın başlangıcından bu yana gerçekleşen aşırı yağışlar hububatta bazı bölgelerde külleme, pas ve kök çürüklüğüne sebep oldu. Dolayısıyla aşırı yağış hububatta kalite düşüklüğüne yol açacak" dedi.
TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Polatlı ilçesinde gerçekleştirilen hasat bayramı törenine katıldı. Bayraktar, TZOB Yönetim Kurulu üyeleri, Ankara ile bölge oda başkanları ve çiftçilerin yer aldığı törende hububatla ilgili açıklamalarda bulunarak, tarlada biçerdöverlerle buğday hasadı yaptı. Türkiye’de 2014 yılında 8 milyon hektara yakın alanda buğday ekildiğini ve 19 milyon ton üretim yapıldığını ifade eden Bayraktar, “Ülkemizin yüzölçümünün onda birinden fazlasına buğday ekiliyor. Türkiye’de buğday ekilen alanın büyüklüğü, Hollanda, Belçika ve Lübnan’ın toplamı kadar. İngiltere’nin üçte biri. Ekim alanı bakımından ülkemizde toplam ekili, dikili tarım alanlarının yaklaşık yüzde 40’ını buğday oluşturuyor. Hububat bahar dönemine iyi bir şekilde hazırladı. Yalnız bazı yörelerde yağışın geç gelmesi, bazı yörelerde ise aşırı yağış, hububatta üretim, verimlilik ve kaliteyi etkiledi. Buğdayda 23 milyon civarında rekolte bekliyorduk ama tahminlerimizi 22 milyon ton olarak revize ettik. Yine arpa üretiminin bu yıl, geçen yıla göre 1,7 milyon ton artışla 8 milyon tonu bulacağını öngörüyoruz. Fransa’nın 69 milyon ton, Almanya’nın 45 milyon ton hububat ürettiği bir ortamda Türkiye’nin hububat üretiminin 38-39 milyon tonda kalması kabul edilebilir bir durum değildir. Buğdayda dekar başına verim 2013 yılında 284 kilogramdı. Verim buğdayda, 2014 yılında, kuraklığın da etkisiyle 240 kilograma indi. Bu rakamlar yetersizdir. Gelişmiş ülkelerde dekar başına 600-700 kilogram buğday verimine ulaşılmıştır. Dünya ortalaması 327 kilogramı bulmaktadır” diye konuştu.
"2013-2014 döneminde 1,2 milyon tonu üretimde ve 600 bin tonu kullanımda olmak üzere 1,8 milyon tonun üzerinde buğdayı kaybettik" diyen Bayraktar, “Bu rakam, 8-10 milyonluk bir ülkenin ihtiyacını karşılayabilecek kadar büyük. Kaybettiğimiz buğdayla Yunanistan’ın ya da Bulgaristan’ın tüketimi karşılanır. Bu büyük bir israf ve günahtır. Hasatta meydana gelen kayıpların en aza indirilmesi için tarım arazilerimizde tohum ekim aşamasında arazi iyi tesviye edilmeli ve hasat sırasında meydana gelen dane ve sap kayıpları ile dane hasarlarının en aza indirilmesi gerekmektedir. Bu sebeple biçerdöverlerin bakım ve ayarları çok iyi yapılmalıdır. Hasat olgunluğuna gelmemiş ürünler kesinlikle hasat edilmemelidir. Operatör belgeleri olan sürücülere hasat yaptırılmalı ve biçerdöverlerin hassas ayarları ürünün cinsi, durumu dikkate alınarak tekniğine uygun gerçekleştirilmelidir. Ayrıca biçerdöverlerin ilerleme hızı, biçerdöverin özelliğine, arazinin yapısına, ürünün cinsine göre belirlenmesine dikkat edilmelidir. Kayıpların azaltılması için önem taşıyan bir konu da depolamada ambar zararlılarıyla mücadeledir. Özellikle depolamadan kaynaklanan kayıpların en aza indirilmesi için lisanslı depoculuğun teşvik edilmesi gerekmektedir. Ayrıca ürün depolanacak alana girmeden önce ve sonrasında alınması gereken kültürel önlemlere dikkat edilmelidir. Bu sene iklim şartlarının hububat üretimi açısından uygun seyrettiği gerçeğinin yanı sıra, hasadın başlangıcından bu yana gerçekleşen aşırı yağışlar hububatta bazı bölgelerde külleme, pas ve kök çürüklüğüne sebep oldu. Dolayısıyla aşırı yağış, hububatta kalite düşüklüğüne yol açacak” ifadelerini kullandı.
“TMO’NUN SÜREKLİ VE HIZLI ALIM YAPMASI ÇOK ÖNEMLİDİR”
Bayraktar, konuşmasına şöyle devam etti:
“Buğday fiyatları Polatlı’da geçen senenin yüzde 9 altında seyrediyor. Arpada da durum pek farklı değildir. Fiyatlar geçen yılın yüzde 15 altındadır. TMO’nun sürekli ve hızlı alım yapması çok önemlidir. Hasadın yoğun olarak yapıldığı bu günlerde TMO, alım merkezlerini artırarak, Cumartesi günleri yaptığı gibi Pazar ve gerektiğinde bayram günleri de çalışarak, hasat döneminde ürününü acilen satmak zorunda olan çiftçilerimizi toplayıcıların eline bırakmamalıdır. Ofis, ödemeleri aksatmadan zamanında yapmalı, çiftçimizi kapısında bekletmemelidir. Çiftçimize sıkıntı çıkarılır, ödemeler geciktirilirse fiyatlar daha da aşağı düşer. TMO’yu bu manada uyarıyoruz. Bunlar yapılmazsa, TMO’nun fiyat açıklaması bir şey ifade etmeyecektir. Tarım sektöründe yapısal sorunların çözümlenmesi, çiftçilerimizin gelirlerinin istikrara kavuşturulması ve kırsal refahın artması, tarım sektöründeki politikaların istihdam ve sosyal politikalar içinde yer alması ve üreticilerimize tarım ürünlerinin dünya pazarlarındaki kaliteye erişiminin teşvik edilmesi şarttır. Özellikle sertifikalı tohumluk kullanımı, gübreleme, ilaçlama gibi kültürel işlemlerde daha hassas davranmamız gerekiyor. Bunlar yapılırsa, birim alandan alınan verim daha da artacak, protein oranı yüksek, süne zararı olmayan buğday sadece ülke içinde değil dünya pazarlarında da iyi fiyatla alıcı bulacak, ithalat da olmayacaktır.”
Bayraktar’ın konuşmasının ardından hasat bayramı Kur’an-ı Kerim tilaveti ile yapıldı.