Türkiye'ye bir yıl önce sığınan Sankari'nin daha önce de tehdit edildiği, kaçırıldığı ve tecavüze uğradığı belirtildi.
KAOS GL'nin haberine göre Aksaray'da oturan Sankari'nin ev arkadaşı Rayan, "Son zamanlarda çok güvensizdi. Ne olduğunu sorduğumuzda bize çok anlatmıyordu" dedi.
Rayan, "Beş ay önce de Fatih civarında bir grup Wisam'ı kaçırdı. Arabayla ormanlık bir yere götürdüler, dövdüler, tecavüz ettiler. Öldüreceklerdi ama Wisam kendini yola atarak canını kurtardı. Şikâyet ettik Emniyet'e ama hiçbir şey çıkmadı" diye konuştu.
Sankari'nin diğer ev arkadaşı Görkem de çevreden gelen tehditlerden dolayı tedirgin olduklarını, sokağa çıkmaması tavsiyesinde bulunduklarını söyledi.
Görkem, 24 Temmuz'da polisin telefonu üzerine Yenikapı'ya gittiklerini ve Sankari'nin cesedinin bulunduğunda tanınmaz halde olduğunu ifade etti.
'Rapor edilen saldırı vakalarının sayısı düşük'
KAOS GL'nin haberine göre Sankari'nin bir diğer arkadaşı Diya da daha önce iki kez kaçırıldığını söyledi ve "Çok korkuyorum. Sokakta herkes bana bakıyor gibi hissediyorum" dedi.
BBC Türkçe'ye konuşan Mülteci Hakları Merkezi'nden Veysel Eşsiz, Sankari cinayetinin işleniş biçimi olarak "nefret cinayeti olarak yapıldığını gösteren bir cinayet" dedi ve son dönemde Suriyeli mülteciler arasında sokakta saldırıya uğradığını söyleyenlerin sayısının arttığını kaydetti:
"Başta sözlü saldırı olmak üzere çeşitli düzeylerde saldırıya uğruyorlar. Faillerin ağırlıklı olarak yerel olduğunu düşünüyoruz. Bazı durumlarda mülteci camiası içindeki kişiler de LGBT bireylere yönelik şiddet uygulayabiliyor. LGBT bireylere yönelik şiddet sınıf ya da etnisite tanımıyor."
Veysel Eşsiz, Suriyeli LGBTi bireylerinin bu tür saldırılarda alabilecekleri adli yardım ve hukuki destekten haberdar olmadıkları için rapor edilen vakaların sayısının düşük kaldığını ifade etti.
Gazetevatan
