Acıbadem Eskişehir Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Derya Gölgeleyen, inme (Felç) rahatsızlığının, kalp hastalıkları ve kanserden sonra en sık görülen üçüncü ölüm nedeni olduğunu belirtti.
Beynin beslenmesi için gerekli olan kan akımı engellenmesi veya durması halinde beyin hücrelerinin ölmeye başladığını ifade eden Gölgeleyen, bu durumun beyin hasarına, halk arasında felç ya da inme olarak da bilinen kol ve bacakta güç kaybına hatta ölüme neden olabileceğine dikkat çekti. Nöroloji Uzmanı Dr. Derya Gölgeleyen, “İnmeye kan akışını durduran bir pıhtı neden olursa ‘iskemik inme’, kanın damar duvarı dışına çıkarak beyin dokusuna bası yapması ve bu bölgedeki kan dolaşımının bozulması sonucu ortaya çıkan tabloya ise; ‘hemorajik inme’ adını verilir. Çoğunlukla 10-20 dakika arasında süren, 24 saati geçmeyen inme belirtilerinin varlığında tabloya ‘geçici iskemik atak’ adı verilmektedir. Hafif peltek konuşma, geçici görme kaybı ya da tek taraflı uyuşukluk bazen hasta tarafından önemsenmeyerek atlanabilir. Ancak bu gibi atakların genellikle daha şiddetli bir inmenin yolda olduğunu gösteren belirtiler olduklarından kesinlikle ciddiye alınmalıdır. Birkaç saatten kısa süren ataklarda beyin görüntülemelerinde bulgu izlenmeyebilir. İlk 24 saatte tekrarlama riski en yüksek olduğundan bu şikâyetlerle başvuran hastaların yatırılarak gözetim altına alınmaları ve koruyucu tedaviler başlanarak geçici iskemik atağın nedenlerine yönelik olarak ileri inceleme yapılmalıdır” dedi.
ANİ BELİRTİ VERİYOR
Beyin damar hastalığı olarak da adlandırılan inmenin acil tıbbi bir durum olduğunu kaydeden Dr. Gölgeleyen, belirtilerin genellikle ani başladığını belirtti. Hasta uykuda iken geçiriyorsa başlangıç zamanının fark edilmeyebileceğini aktaran Nöroloji Uzmanı, “Yüzde asimetri, vücudun bir tarafında güçsüzlük ve/veya his kaybı, baş dönmesi, bulantı, kusma, konuşma ve yutma güçlüğü en sık karşılaştığımız inme belirtileridir. Bunlardan herhangi birinin varlığında vakit kaybetmeden en yakın acil servise başvurmak gerekir” şeklinde konuştu.
İnme geçiren kişide beynin beslenmesini sürdürmeye çalışan koruyucu mekanizmalar sayesinde kan basıncının ilk saatlerde yüksek saptanabileceğini dile getiren Dr. Gölgeleyen, “Beyindeki kanamanın nedeni ani tansiyon yüksekliği de olabilir. Ayrıca ilk kez sara nöbeti geçiren bir hasta da altta yatan neden inme olabilir” diye konuştu.
HİPERTANSİYON VE OBEZİTE HIZLANDIRIR
İleri yaşla beraber damar duvarının yapısı bozulduğunu ve damarların daraldığını anlatan Dr. Gölgeleyen, şunları aktardı:
“Özellikle sigara kullanımı, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, obezite, yüksek kalorili beslenme tarzı, düzenli egzersiz yapmamak ve genetik yatkınlık bu süreci hızlandırır. İnme, bu saydığımız faktörlerin bir sonucu olarak beyin damarlarında pıhtı gelişimine bağlı olabileceği gibi kalp ve boyun damarı gibi farklı bir odaktan kopan embolinin beyin damarını tıkaması sonucunda gelişebilir. Geçici iskemik ataklar 75 yaş üzeri ve erkeklerde biraz daha fazla görülür.”
FİZİK TEDAVİ İYİLEŞME SÜRECİNE FAYDALI
İnme tedavisinin nasıl olacağı, inmenin nedenine bağlı olduğuna değinen Nöroloji Uzmanı Dr. Gölgeleyen tedavi şekillerini şöyle açıkladı:
“İskemik ve hemorajik (kanamaya bağlı) inmede tedavi yaklaşımı farklıdır. Tedavide erken tanı ve doğru tedavi ile oluşacak sekel ve komplikasyonları en aza indirmek mümkündür. Çoğunlukla acil olarak çekilen beyin tomografisi ile beyinde olası bir kanama dışlanabilmektedir. İlk 3 saatte başvuran uygun hastalarda kan damarı içindeki pıhtıyı eritecek özel tedaviler ile hastaların felç kalması önlenebilmektedir. Risk faktörlerinin giderilmesi tedavinin diğer önemli basamağını oluşturmaktadır. Bu nedenle kan pıhtılarının tekrar oluşumunu engellemek için verilen ilaçların yanı sıra, hastanın varsa yüksek tansiyon, kolesterol, şeker hastalığı ve kalp hastalığı kontrol altına alınmalı ve sigara bıraktırılmalıdır. İnme geçiren hastalar kardiyolojik muayeneden sonra, en kısa sürede fizik tedavi ve rehabilitasyon programına alınmalıdır. Çünkü erken mobilizasyon (hareket), hastanın iyileşme sürecini hızlandırarak, komplikasyonları önlemektedir.”