Yangınlar çıktığında Antalya'daydım... Manavgat'taki orman yangınının kapkara dumanları, Kemer'den görünüyordu... Herkes endişe içindeydi... Bizim otelin arkasındaki sarp kayalar üzerinde yükselen çam ormanlarında da yangın çıkar mıydı?.. O gün sosyal medya hesabımdan yaptığım paylaşımda, "Çanakkale'yi 'geçeriz' dediler, izin verdik mi?.. Anadolu'yu yakıp yıktılar, Atatürk ve tüm Milli Mücadele yiğitleri yeni bir devlet kurmadı mı?.. Kürt-Türk, Alevi-Sünni çatışmaları çıkaranlar, birliğimizi bozabildi mi?.. İşte o yakılan ağaçlar da güçlü olarak yeniden yeşerecektir!.." diye sınırlı karakter sayısıyla meramımı anlatmaya çalışmıştım... Ülkenin çeşitli il ve ilçelerinde ardı ardına meydana gelen yangınlar, hangi nedenlerle çıkarsa çıksın, bu felaket karşısında herkesin "Milli" bir duruş sergilemesi gerekir!.. Çünkü, yanan ormanlar bu milletin ciğeridir!.. Millete bunu reva görenlerin Allah'ın gazabından kurtulamayacaklarına inanıyorum... O dünyaya gelecek yavrularını beklerken ölen kuşun, Nemrud'un yakmaya çalıştığı Hz. İbrahim'e su taşıyan karınca misali yardıma koşarken hayatını kaybeden Şahin'in, şehit olan kahraman ormancıların, evi ocağı, bağı bahçesi, geçim kaynağı hayvanları ve ahırları yanan insanların ahı yerde kalır mı?.. Allahım, o günleri bize gösterir inşallah!.. Böyle dönemler, çene çalmak yerine birlik ve dayanışma içinde ortaya çıkan kaostan kurtularak, ayağa kalkma dönemleridir!.. Mesele, bundan sonrasıdır!.. Bizden kök kök zeytin ağaçlarını alıp, ekonomik değeri pek olmayan kızılçamları diktirenlerin inadına, şimdi hep birlikte bir çıkış yolu aramak gerekir!.. Samsun için söylüyorum... Tarım arazisi vasfını kaybetmiş alanlara, zeytin ve ceviz başta olmak üzere ekonomik değeri olan fidanlar dikemez miyiz?.. Hatta kampanya yapılamaz mı?.. Hemen hemen her yaptığı işi yüzüne gözüne bulaştıran Samsun Büyükşehir Belediyesi'nin, geçen yıl aralık ayında 11 ilçede üreticilere bin 500 zeytin fidanı dağıtması, en güzel icraatlardan biriydi... Bunu hazine arazilerinde uygulamak mümkün!.. Samsun Valiliği öncülüğünde bir çalışma başlatılırsa, o atıl vaziyetteki araziler ekonomiye kazandırılır!.. Yıllar önce Moldova'ya gittiğimde, köy yollarındaki bahçe sınırlarına ceviz ağacı fidanı dikilmesinin nedenini sormuştum. Devletin, köylülerin gelirlerini artırmak için bunu zorunlu kıldığını öğrendim... Bugün Moldova, ceviz ihracatından önemli gelir elde eden bir ülke konumundadır... "Her şerde bir hayır vardır" misali, orman yangınları da bize bu anlamda, yeni yol haritaları belirlememizi sağlarsa, bir çıkış olur!.. Ormanları, kim yaktı veya yaktırdıysa, Allah'ın işine karışamam elbette ama bu milletin ahını yerde bırakmayacağını biliyorum... Onun hikmetinden kim sual sorabilir?.. Yangınların nedenini bulmak ve sorumlular varsa gereğini yapmak; yanan alanları imara açmamak devletin işidir!.. Yoksa, ağır hapis cezalarına rağmen "kundakçı zihniyet"e fırsat verilmiş olur!.. Bu yangınlar sonrası ortaya atılan iddiaların nedeni de bu değil midir?..