Hayatımızı Değiştirdi! Pandeminin Neden Olduğu 5 Anksiyete Türü Koronavirüs salgını hayatımızı derinden etkileri. En belirgin etkileri ise psikolojik anlamda gerçekleşti. İşte pandeminin neden olduğu en yaygın anksiyete türleri. Başkalarıyla birlikte yaşama ve topluma katılma konusundaki doğal arzu, bizim doğamızda vardır. Ancak koronavirüs salgını, sosyal varlıklar olarak davranışlarımızın temelini oluşturan bu durumu sorgulamaya başladı. Küresel koronavirüs pandemisinin başlamasından bir süre sonra dünyanın çeşitli ülkeleri, kısmi veya tam kapanma uygulamasına geçti. Aşılarla birlikte kısıtlamalar bir miktar azaltılsa da yine de dünyanın çeşitli yerlerinde kapanmalar devam ediyor. Her durumda durumun ciddiyetine bağlı olarak, insanların sokakta hareket etme ve başkalarıyla buluşma özgürlüğüne ilişkin kısıtlama önlemleri sert hale geldi. Bu kısıtlamaların bir sonucu olarak, çeşitli anksiyete türleri giderek daha yaygın hale geldi. Potansiyel bir bulaşma korkusu, sevilen birinin kaybının yaşatacağı acı veya sosyal medyadaki yanlış bilgilerin neden olduğu endişe hali, insanları salgının başından beri etkisi altına aldı. Bu duygular doğru şekilde kanalize edilemedikleri zaman sağlık için önemli sonuçlar doğurur. İşte salgının neden olduğu en yaygın anksiyetelerden birkaçı: PANİK ATAK Endişelerle dolu bir ortama uzun süre maruz kaldıktan sonra ortaya çıkabilecek anksiyetenin en yaygın türlerinden biri panik ataktır. Panik atak, hastanın gerçek, potansiyel veya hayali bir tehdidin neden olduğu güçlü bir korku yaşadığı ani bir krizdir. Panik atak yaşayanlar, belirli bir durumun kontrolünü kaybettiklerini, bu durumun onları bunalttığını ve dürtüsel kararlar vermelerine yol açtığını hisseder. En ağır vakalarda, kişi nefes alamıyorlar gibi hisseder, şiddetli baş dönmesi yaşar ve kalp krizi riski altına girer. DİKKAT DAĞINIKLIĞI Karantinaların bir sonucu olarak günlük aktivitelerde hafıza ve konsantrasyon bozuklukları yaygın olarak arttı. Salgının başından bu yana insanların günlük yaşamda yaşadıkları dikkat dağınıklıklarında önemli bir artış gözlemlenmiştir. Dikkat dağınıklığı bilişsel düzeyde de kendini gösterebilir. Belirli işlere konsantre olamamanın yanı sıra kafa karışıklığı hissetme eğilimi artabilir. Kişi, daha önce yaptıklarına kolaylıkla ulaşamamanın sıkıntısını yaşar ve kendisinden felç derecesinde şüphe duyar. SOSYAL ANKSİYETE Sosyal mesafe, virüsün yayılmasını durdurmak için en etkili yöntemlerden biri olmasına rağmen, başkalarıyla ilişki kurma biçimimizi olumsuz yönde etkilediği bir gerçektir. Sosyal anksiyetede, insanların yoğun olduğu bir alanda kişinin kendisini rahatsız hissetmesi durumu yaygındır. Kendi içlerine çekilirler ve ortak konuşmalara girerken engellerle karşılaşırlar. Sosyal anksiyete, pandeminin vurguladığı bir durumdur. Genel olarak, insanlar başka biriyle etkileşime girmek zorunda kaldıklarında çökme eğilimi gösterir. Boş kalırlar veya kendilerini ifade etmekte zorlanırlar, bu da onların işlevsel olarak gelişmelerini zorlaştırır. UYKUSUZLUK Koronavirüs salgını, doğrudan sosyal ilişkileri etkilemesinin yanı sıra çalışma ilişkilerini de bulanıklaştırdı. Çalışma alanları değişti. Salgın nedeniyle işlerini dijital platformlara taşımak zorunda kalan insanlar, ev işleri ile işteki yükümlülüklerini yerine getirmek arasında geçiş yapmak için günlerinin ritmini ayarlamak zorunda kaldı. Bu sürekli stresin bir sonucu olarak, uykusuzluk oldukça büyük bir salgına dönüştü. Bu derin dinlenme eksikliği, iş seviyesinde performans düşüklüklerini de beraberinde getirdi. Ortalama olarak, uykusuzluk çeken bir kişi, gece boyunca yaklaşık üç kez uyanabilir. Bu durum, etkilenenlerin düzgün bir şekilde uyumasını engelleyen önemli sıkıntılı döngülere neden olur. TAŞİKARDİLER VE BOĞULMA Anksiyete bozukluklarında vücudun stres olaylarını dışarıya vurması yaygındır. En aşırı durumlarda, hastalar sürekli göğüs sıkışması hisseder ve bu genellikle kontrol edilemeyen bir boğulma hissine yol açar. Aynı şekilde, vücut bu anormal davranış kalıbına güçlü taşikardilerle tepki verir. Etkilenen kişi hipertansiyon hastası ise veya fazla kiloluysa kalp krizine dönüşebileceklerinden bu belirtiler hafife alınmamalıdır. ANKSİYETE İLE MÜCADELE İÇİN İPUÇLARI Anksiyete ile mücadelede en etkili çözümlerden biri, dikkatli nefes egzersizleridir. Size sakinlik kazandıran yavaş bir nefes alma ve nefes verme ritmini yakalamaya çalışın. Uzun bir süre hareketsiz kaldıktan sonra vücutta bulunan enerjiyi serbest bırakmak için düzenli olarak egzersiz yapın. Aynı şekilde olumsuz düşünceleri belirlemeyi öğrenmek ve onları uzaktan gözlemleyebilmek de sürekli endişe halini durdurmaya yardımcı olur. Anksiyete durumunda, özellikle vakalar daha şiddetli olduğunda ve bir tür ilaç gerektirdiğinde bir uzmana başvurmanız her zaman tavsiye edilir.