Kazanmak kadar güzel bir şey yok...

Çok ihtiyacımız vardı kazanmaya hem camianın hem taraftarın kısacası şehrin.

Erteleme maçı olması sebebiyle o günkü kadro yani statü neyse o uygulandı. Dolayısıyla 6 oyuncusundan yoksun çıktı sahaya Samsunspor...

Onuncu haftaya girerken galibiyet yüzü göremeyen Samsunspor; evinde oynadığı son 2 maçı kazanmasını bildi.
Hem de her iki maçta da devreye geride girmesine rağmen çevirmeyi başardı...

Aman aman bir futbol sergilemedi ama gücü nisbetinde  savaşan inanmışlık sergileyen bir takım izledik...

Hatay galibiyetinde Fofana ve Laura'nın oyuna girmesi nasıl etken olduysa, bu maçta da Soner Aydoğdu‘nun oyuna dahil olmasıyla orta alanda toparlanma topu ileride tutmada ve top dağıtımında çok katkı sağlarken, bir de golle süsleyerek  galibiyetteki payı büyüktü.

Gelelim Alman karizmasına...

Nasıl eksik bulduğumuzda eleştirirsek doğruyu da takdir ve tebrik etmemiz gerekir.

Markus Gisdol... 

3 maç 7 puan, hem de elindeki kısıtlı kadrolarla... 

Müthiş dokunuş, önce kendisi inanmış sonra oyuncularını inandırmış.

Haaa bu övgüleri yaparken, yarın şişirmiştiniz demesin kimse... 

Ne gördüysek o! 
Tabelaya kim ne yansıttıysa o! 

Her maç futbol şansınız yanınızda olmayacak. 

Bu sezon hiçbir maçta ilk golü atan olamadık. Öncelikle erken gol bulmanın yollarına bir çözüm  gerekir. Aksi halde bu mutluluklar hüsranla da son bulabilir.

Her maç geriden gelip  kazanma mücadelesi takımı strese sokarken, taraftarın da kalp ritimlerini bozuyor adeta...

Taraftar demişken, ilk yarı bitiminde mağlup takımını tribüne çağırıp soyunma odasına müthiş desteklerini göstererek, başları dik uğurlamaları galibiyette en büyük paydı. Harikasınız renktaşlarım... 

Hafta sonu Pendik maçını kaybetmemek çok büyük avantaj sağlar. 

Geçen haftalar adeta ümidimi yitirmiştim ama umutlarımız tekrar yeşermeye başladı şükür...

Selametle kalınız...