At izini it izine karıştıracak kadar bir kirlilik var sosyal medyada... Bazısı gerçek, bazısı eski, bazısı da çarpıtılmış görütülerle bir algı oluşturuluyor ama Ankara Altındağ'da mülteciler tarafından bıçaklanan iki Türk gencinden birinin hastanede hayatını kaybetmesi, en acı ve en sahici olanı... Son bir hafta içinde Türkiye'deki sığınmacılarla ilgili olarak sosyal medyada paylaşılan görüntülerin tahrik edici boyutlara ulaşmasını görmemezliğe gelmek mümkün değil!.. Ancak herkesin görmesi gereken asıl şey, bu ülkede bir karışıklık çıkarılması için pusuda bekleyenlerin ortaya koymak istedikleri, emperyal senaryolardır!.. Anadolu toprakları, yüz yıllardır kendisine el-avuç açarak sığınanları yüksek merhamet duygusuyla bağrına basmıştır!.. Karınlarını doyurmuş, okutmuş, iş vermiştir!.. Ve hiçbirine de dini ve ırki bir ayrımcılık yapılmamıştır!.. Şimdi de öyle... Çünkü, bu milletin fıtratı böyle!.. Irkçılık yapmanın hem inancım hem de fikriyatımda yeri olmadığını bilen bilir!.. Ne var ki, bu son olaylar karşısında kaygılanmadım, diyemem!.. Geçmişte Kürt-Türk ve Alevi-Sünni çatışmaları çıkararak, bu milleti birbirine düşürmek isteyen odakların "yeni bir oyunu mu var?" diye... Ortaya çıkan görüntüler hiç hoş değil!.. Endişeliyim; Necip Fazıl'ın, "Öz vatanında garipsin, öz yurdunda parya" dizesindeki gibi... Bu işte bir iş var!.. Hem polis istihbarat hem de MİT, bu olayların arka planında ne olduğunu ortaya çıkaracak güçtedir... Yoksa, bu hengamede, Ankara'nın Altındağ İlçesi'ndeki gibi istenmeyen olayların meydana gelmesini engellemek daha da zorlaşır!.. O yüzden sağduyulu davranmak ve provokatörlerin değirmenine su taşıyan söz ve eylemlerden kaçınmak gerekir!.. Onların kaybedecek bir şeyi yok elbette ama bizim var!.. Gelişmeleri sükunet içinde sabırla gözlemlemek; hainlerin kurmak istediği tezgahı dağıtmak için etkili bir yöntem olacaktır!.. "Aman dikkat" diyorum!..