Güzel bir cumartesi günü, milli maç arasından çıkmış, 15 gündür hazırlanmış bir takımın sahaya bu kadar kötü bir futbol koyması ve tribünlerin de böylesine boş kalması, Samsun şehri adına büyük bir hayal kırıklığı oldu. Futbolcular sahada yüreğini koymayınca taraftarın içi soğuyor, taraftar gelmeyince futbolcular sahipsiz kalıyor. Ortaya çıkan bu tablo, sahada da tribünde de kötüydü. Yalnızca disiplininden ve azminden taviz vermeyen Carlo Holse, sahadaki isteğiyle biraz olsun fark yarattı ama bu çaba genel oyunun kötülüğünü gölgelemeye yetmedi.
Yine de bu maçın bir kaza olduğunu düşünüyorum. Tıpkı geçen sezon başında evimizde kaybettiğimiz Konya maçı gibi… O yenilgiden sonra nasıl ayağa kalktıysak, bu maç da öyle bir kırılma olabilir.
Umarım bu bir düşüşün başlangıcı değildir. Yeni transferlerin hızlıca takıma adapte olmasını ve önümüzdeki haftalarda hem güzel futbolu hem de güzel skorları görmeyi umut ediyorum. Çünkü bu şehirde futbol sadece futbol değildir; bir inanç, bir aidiyet, bir ruhtur. Biz eleştiririz, sitem ederiz, kızarız ama sonunda yine bu formanın arkasında dururuz. Yeter ki sahada o formanın hakkı verilsin.
Yüz maç barajını geçen kardeşimiz Zeki Yavru’yu da burada ayrı bir yere koymam gerekiyor. Armanın altında verdiği emek, gösterdiği karakter takdire şayan. Böylesine özel bir günde yaşadığı sakatlık hepimizi üzdü. Ona bir abisi olarak geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Çarşamba günü evimizde oynayacağımız Kasımpaşa maçında 3 puan, tertemiz bir futbol ve coşkulu bir tribün ile lige emin adımlarla devam etmeliyiz.