Herkes kendi dünyasında yaşamaya başlayınca; başkalarının derdinden bihaber olduk!.. Bu durum, toplumda yalnızlaşmanın yanı sıra, bencilliğin artmasına ve haliyle de "adam sendeci" anlayışların ortaya çıkmasına yol açtı... Oysa Türk milletini diğer milletlerden ayrıcalıklı kılan şey "Tasada ve kıvançta bir olmak" duygusuydu... Yani iyi ve kötü günde paylaşmak ve dayanışmak bize has bir davranıştı... Komşusu açken tok yatmak, bize yüce peygamberimizin öğretisiydi... Çocuklara sevgi, yaşlılara saygı bizim için vazgeçilmez değerdi... "Geçmiş zaman" ifadelerinin bir nedeni var elbette... O bizi millet olarak farklı kılan değerlerimiz yozlaşmışlık erozyonuyla sürükleniyor ve toplum giderek başkalaşıyor... Bu değişimin nedenini sadece ekonomiye bağlamak, geçmişte her türlü yokluğa direnen bu millete haksızlık olmaz mı?.. Seferberlik gördük, karneyle etmek aldık... Tüpgaz, akaryakıt ve margarin kuyruklarına girdik!.. Terör olaylarında canlar kaybettik... Sıklıkla yaşanan ekonomik krizlerde yoksulluklar yaşadık!.. Adaletsizlikler karşısında hak arayışlarına çıktık!.. Sonuçta, o sarsılmaz değerlerimizle ayakta kalarak; bütün sıkıntılara göğüs gerdik!.. Büyüklerimiz ve bizim yaştakiler iyi bilir!.. Yaşananlar, adeta bir rüya gibiydi... Bugünler de geçecektir... Ancak, endişelerim var!.. Ülkede, her alanda demokrasiyi geliştirip, ekonomiyi düzeltemezsek, bu durumu "katalizör" gibi değerlendirenler, Pentagon'da hazırladıkları o hain haritaları gerçekleştirmeyi hızlandıracaktIr!.. Sü (asker) uyur, düşman uyumazmış!.. Bizi, çeşitli vesilelerle birbirimize yabancılaştırma çabalarının nedeni, Milli Mücadele'den beri yıkamadıkları iradedir... O yüzden toplumu bölerek ayrıştırmak, bir anlamda onların değirmenine su taşımaktır!.. Oysa büyük lider Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 6 Mart 1922'de TBMM gizli oturumunda neredeyse bir asır önce bizleri uyarmıştı: "Efendiler! Avrupa’nın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve medenileşmesine karşılık Türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş sine yuvarlanmıştır. Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa’dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa’nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi. Halbuki hangi istiklal vardır ki, ecnebilerin nasihatleri ile, ecnebilerin planları ile yükselebilsin? Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir"... Yani, Türk milletinin ağır bedeller ödeyerek kazandığı değerlerle döşenen o yoldan sapmak, emperyalizmin tuzağına düşmektir!..