Basketbol, voleybol ve
tenis
gibi 
sporlarda
daha çok
eğitimli insanlar
yer alıyor...
Haliyle taraftarı da öyle...
Futbol çok başka...
Basketbol ya da
voleybol
karşılaşmalarında
"Sahaya ineriz, falan filan"
tezahüratı 
görmek mümkün değildir!..
Vurup kırmaktan
söz eden de
yoktur!..
Futbol
başka dünyadır...
Sadece iyi oynayıp,
sonuca ulaşmak
yeterli değildir!..
"Masa başı"nda 
yani TFF ve Merkez Hakem Kurulu
nezdinde de
güçlü olmanız gerekir...
Bunu daha çok,
3., 2. ve 1. liglerde
oynayan
takımlar
yaşar;
ortaya çıkan
haksızlıklarda da
taraftar çileden çıkar!..
O zaman da
taraftar;
yıkar, yakar ve hatta vurur!..
Taraftarlar
arasında
çıkan kavgalarda
hayatlarını
kaybedenler de
çok oldu elbette...
Hele de maç sonrası
sevinçlerde,
maganda kurşunlarıyla...
Önceki gün,
15-16 yaşlarındaki
Amedsporlu
bir genç
taraftarın
Bursa'da yaşadıkları
karşısında,
aklı başında olan
herkesin
içinin acıdığını
biliyorum...
O genç,
bölücü slogan mı attı
ya da terör örgütü bayrağı mı açtı?..
Ne yapacaktı,
takımını desteklemek
için Bursa'ya
gelmeyecek miydi?..
Gerçekten de üzüldüm...
Bir başka açı daha
var...
O da taraftarların
kışkırtıcı tezahürat ve
açtıkları 
görseller...
Belli ki
"olay" çıkarmak
için
stadyuma gelmişlerdi...
Ne gerek vardı?..
O Amedsporlu gencin
başına gelenler,
zaman zaman
başka şehirlerde de
yaşanıyor...
10-15 kişi,
rakip takımın
1-2 taraftarını sıkıştırıp,
en ağır hakaretlerde bulunuyor
sonra da bunu
videoya çekip sosyal
medyada paylaşıyor...
Ve bu paylaşımlar da
maalesef
trend topik (TT)
oluyor...
İnsanlıkla
alakası olmayan
bir duruma
tepki göstermek yerine
"beğeni" yapılması;
toplumsal erozyonla
nereye sürüklendiğimizi
hatırlatıyor bize aslında...
Hem de en acı biçimde...
Bu tür çirkinliklerin
içinde bulunanlar,
taraftar gruplarının
tümünü temsil etmiyor ama
olaylar
medyaya yansıtıldığında,
durum farklılaşıyor
ve düşmanlıkları körüklüyor...
Tıpkı, birkaç Samsunspor taraftarının
Giresun'da bir galibiyet sonrası
Kırmızı-Beyazlı bayrağı
açması gibi...
60 yaşlarındaki insanlara
yapılan kötü muameleyi
videoya almışlardı...
Samsunspor taraftarı ayağa kalktı ama
Giresunspor taraftarına değil,
o terbiyesizliği yapan
şahıslara...
Sinsi bir
tehlike var!..
Ekonomik ve sosyal konularda
eleştiri yapanları
"Halkı kin, nefret ve düşmanlığa
tahrik"
etmek
suçlarından yargılayan sistem;
spordaki bu tehlikeye karşı önlem geliştiremezse,
hepimizin içini yakacak
olayların
önünü açar!..
Bu arada, takımların başkan ve
yöneticileri ile teknik kadroların da
tahrik edici söylemlerden
kaçınmaları
gerekir!..
Samsunspor yöneticileri
ile taraftarının
geçmişten bu yana
gösterdiği azami
hassasiyet,
hep takdir görmüştür!..
İnsanları sağ-sol, Alevi-Sünni ve Kürt-Türk
diye birbirine düşürenlerin;
spordaki güzel rekabeti
taşlı-sopalı kavgalarla
düşmanlığa dönüştürerek,
birlik ve beraberliğimize
zarar vermesini
kabullenmek,
bu ülkeye yapılan en büyük haksızlık
olur!..
Türkiye'nin
bütün takımları
bizimdir!..
O takımlardan birine
gönül vermek de
en doğal haktır!..
"Tahammül"
olgunluktur!..
Gökkuşağının içinden
herhangi bir renk eksik olduğunda, 
bu haliyle
buna "gökkuşağı" demek
mümkün olabilir mi?..
Çok acı çektik ve
yorulduk artık!..
"Yeter" diyorum!..