İsrail'in,
Gazze'de
el-Ehli Baptist Hastanesi'ni
bombalayıp,
tedavi gören
daha çok bebek, çocuk, kadın
ve yaşlılardan
oluşan en az 500 
kişiyi katletmesi
karşısında
suskun kalanlar;
büyük suçun
ortağı olarak,
"dilsiz şeytan"
tanımlamasının
içinde yer almıştır...
İsrail, o hastanede
sadece masum Filistinlileri
değil;
bütün insanlığın yanı sıra
Uluslararası
Ceza Mahkemesi'nin
görev alanına giren
Lahey yönetmeliklerinde ve Cenevre Sözleşmeleri'nin I. Protokolü'nde
yer alan
yasakları
da bombalamıştır...
Suç sayılan o yasaklara
bir göz attıktan sonra
devam edelim:
"Doğrudan sivil nüfusa, sivil eşyalarına, insani yardıma ya da barış koruyucu misyonların yanı sıra sağlayacağı önceden tahmin edilen somut ve doğrudan doğruya askerî avantaja oranla aşırı bir şekilde sivil hedeflere zarar vereceği ya da sivilleri yaralayacağı veya rastlantısal olarak can kaybına yol açacağı bilinen saldırılar da dahil olmak üzere sivillere yönelik yasaklanmış saldırılar; Kızılhaç ve Kızılay amblemlerini taşıyan binalara, malzemelere, tıp birimlerine, ulaşım araçlarına ve kişilere karşı saldırılar ve askerî hedef olmayan din, eğitim, sanat, bilim ya da hayır amaçlarıyla kullanılan binalara, tarihi anıtlara ve hastanelere saldırılar;
Teslim olmuş askerleri öldürmek ya da yaralamak; uzuv keserek fiziksel olarak sakat bırakmak; kişinin ölümüne sebebiyet verecek ya da onun sağlığını ciddi biçimde tehlikeye atacak tıbbi olarak meşrulaştırılamayacak ve kişinin çıkarları doğrultusunda yapılmayan tıbbi ya da bilimsel deneyler gerçekleştirmek; kişinin onuruna yönelik saldırı, özellikle de onur kırıcı ve aşağılayıcı muamele; tecavüz ve cinsel şiddetin diğer biçimleri ve insanları kalkan olarak kullanmak gibi savunmasız kişilere zarar verme"
...
Şimdi İsrail'in
savaş suçu sayılan
saldırılarını
hatırlatalım...
İsrail;
camiler bir yana
bin 600 yıllık tarihi kiliseyi, 
5 hastaneyi ve okulları 
bombalamadı mı?..
Gazze halkının
tıbbi malzeme ve temel gıda maddelerine
erişimini engelleyip, suyunu ve elektriğini
kesmedi mi?..
Protestocuların
üzerine
lağım suyu
boşaltmadı mı?..
Öldürdükleri insanların
üzerine
idrar yaparken,
görüntü
yayınlamadılar mı?..
Görev yapan gazetecileri
öldürmediler mi?..
Yasak olan
fosfor bombalarını
kullanmadılar mı?..
Öyleyse
saymakla bitmeyecek "savaş suçu"
karşısında,
bu gelişmelerden sonra anlamını yitiren
Birleşmiş Milletler
başta olmak üzere uluslararası
örgütler
ne yaptı?..
Siyaseten asla söylemiyorum ama
bütün bu olup bitenler karşısında,
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın,
"Dünya 5'ten büyüktür"
ifadesi;
yaşanan
gerçeği
bir kere daha net biçimde ortaya koymadı mı?..
İnsanlık tarihine kara bir leke olarak geçen
İsrail saldırıları
karşısında,
suskun kalarak
"dilsiz şeytan"
konumuna düşenler;
bundan böyle "baş şeytan"ın
suç ortağıdır...
İsrail ve ABD kadar
onlara da "yazıklar olsun"...