Samsun'da,
yaşanan
iki
olay,
vicdanları
sızlatacak
nitelikteydi...
Biz de o yüzden
gazetenin
manşetini,
"vicdansızlar"
başlığıyla attık!..
Aslında,
bu iki olayda, insanlara
acı çektirenlere karşı
daha ağır sözler
ifade etmem gerekirdi ama
neyse!..
Birinci olay,
engelli bir ilkokul öğrencisinin
öğretmeni tarafından
dövüldüğü iddiasıydı...
Beton zemine düşerek kafatasının kırılması sonucu 
"engelli"
hale gelen öğrenciye;
iddiaya göre,
öğretmeni hem tokat atmış
hem de başına kitapla vurmuştu...
Doktor rapor verdi;
öğretmen hakkında da
suç duyurusunda bulunuldu...
Yazık, çok yazık!..
İkinci olay ise
daha ağır...
Çarşamba'da engelli karı-koca
dolandırılmıştı...
Bir süre önce
nüfus hüviyet cüzdanını
kaybeden engelli Narin Gül
adına 3 bankadan
toplamda 150 bin lira kredi çekilmişti...
Telefonuna "Kredi taksit borcu" mesajı gelince,
şaşkına dönmüşlerdi...
Yakınlarının araştırması sonucu,
dolandırıcılık olayı
ortaya çıktı...
Bu arada, kadının
haciz sonucu
engelli
maaşı da kesildi...
Kirada oturan ve güçlükle yaşantısını
sürdüren
bu insanlara yapılan
vicdansızlık karşısında,
söylenecek söz çok ama
buradan yazamam!..
İçimden, bin mislini söyledim...
Bu kadar da insafsızlık olmaz!..
Kuldan utanmaları yok,
Allah'tan korkuları da...
Toplumda bu ve buna benzer dolandırıcılık
olaylarının artışı
karşısında,
TCK'da daha ağır cezaların
olması gerekiyor...
Engelli aileye
yaşatılan bu travma,
kurşun yarasından daha ağır bence...
Utanma bilmeyen
vicdansızlara
haddini bildirecek
cezalar;
hem caydırıcı olacak
hem de kamu vicdanını rahatlatacaktır!..
Yoksa bunlar için
hapse girip çıkmak
sorun değil zaten!..
Yeni "infaz yasası" gündemdeyken
hatırlatmak istedim...