Saatler 09.05’i gösterdiğinde yalnızca sirenler çalmaz;
bir milletin kalbi, saygı ve özlemle bir kez daha susar...
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü kaybettiğimiz o an, aslında sonsuzluğa uğurladığımız bir önderin değil; fikirleriyle yaşayan bir ışığın yeniden hatırlandığı andır...
“Türk milleti, bütün dünyanın siyasi ve askeri dehasına hayran kaldığı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile ne kadar övünse azdır.”
Bu cümle, bugün her zamankinden daha çok anlam taşıyor. Çünkü Atatürk, yalnızca bir milletin kurtarıcısı değil; mazlumların ortak vicdanı ve özgürlüğün simgesi olmuştur...
Dünyanın dört bir yanında 35 ülkede heykeli bulunan, 120 cadde ve 35 meydana adı verilen başka hiçbir lider yoktur. Çünkü Atatürk, sadece Türklerin değil; bağımsızlık umudunu arayan tüm ulusların ilhamıdır...
Liderler arasında yaklaşık 4 bin kitap okuyan tek devlet adamı yine Atatürk’tür...
Okudukça derinleşen, düşündükçe üreten bir zihin...
Onun bilgisi, yalnız bir askerin değil, bir filozofun bilincidir...
Ve işte bu yüzden, düşmanları bile onun büyüklüğünü teslim etmiştir...
İngiliz devlet adamı Winston Churchill, Atatürk’ün vefatının ardından şöyle der:
“Savaşta Türkiye’yi kurtaran, savaştan sonra da Türk milletini yeniden dirilten Atatürk’ün ölümü yalnız yurdu için değil, Avrupa için de büyük kayıptır.”
Bir başka tarihçi Lord Kinross ise şu ifadeyi kullanır:
“O, dünyada eşi olmayan bir liderdir.”
Gerçek büyüklük, makamla değil; insanlığa bırakılan mirasla ölçülür. O yüzden Hz. Muhammed Peygamber Efendimiz manevi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk de milli değerde liderimizdir...
Atatürk’ün mirası sadece bir Cumhuriyet değil; bir milli duruştur...
Bugün 10 Kasım’da, saatler durduğunda biliyoruz ki, O’nun fikirleri hala yolumuzu aydınlatıyor...
Bizler için gelecek umudu olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü 87. ölüm yıldönümünde saygı, minnet ve sonsuz özlemle anıyorum...