TBMM’de Libya tezkeresinin geçtiği gün, Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ve Yunanistan Başbakanı Kiryakos Mitsotakis, Kudüs’teki üçlü zirvede Türkiye’ye sert mesajlar verdi; aynı gece Libya askeri heyetini taşıyan jet uçağı, Esenboğa Havalimanı’ndan kalkışından bir süre sonra Ankara’nın Haymana ilçesi yakınlarında düştü...
İsrail’in uzunca bir süreden beri Güney Kıbrıs Yönetimi’ndeki askeri faaliyetleri biliniyordu. Kıbrıs, İsrail için “Vaadedilmiş topraklar” alanı içindeydi...
“Türk düşmanlığı” ile siyasetini sürdüren Netanyahu’nun yancısı Mitsotakis de her fırsatta devredeydi...
Akdeniz’de ortak tatbikat yapacaklarını açıklamışlardı ama Türkiye’nin “Mavi Vatan” hedefiyle Libya ile yaptığı “Deniz yetki anlaşması” hesapları bozuyordu...
Çünkü bu anlaşma, Doğu Akdeniz’de Türkiye ve Libya’nın haklarını koruyordu...
Bu anlaşma, Doğu Akdeniz’de “Hidrokarbon” projesi bulunan İsrail başta olmak üzere Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın da işine gelmiyordu...
Şimdi soralım?..
Aralarında genelkurmay başkanı ve kara kuvvetleri komutanının da bulunduğu Libya askeri heyetini taşıyan jet uçağının düşmesi, böyle bir zamanlama içinde bir tesadüf müydü?..
Öyle olmasını umut ediyorum ama MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, “Uçağın düşmesi düşündürücü ve üzücüdür” açıklaması, kuvvetli bir şüphenin izini taşımıyor mu?..
Türkiye’nin üzerine kurulan sinsi tezgahların azgınlaştırıldığı bir dönemde, milletin birlik ve beraberliğe ihtiyacı vardır...
Bunu başlatacak olan da siyasilerdir...
En azından bugünlerde, milletin moralini bozacak eylem ve söylemlerden kaçınmaları gerekir!..
Bilsinler ki;
bizler için başka Türkiye yoktur!..