Suriyeli sığınmacılar,
belirli merkezlerde
adeta "getto" benzeri
bir yerleşim alanı
oluşturdu...
Orada; lokantaları, fırınları, manavları, berber ve kuaförleri
ile seyahat acenteleri de var...
Hatta kaçak
çalıştıkları ortaya çıkan
sağlık kurumları da...
Kötü koşullarda
"kürtaj" yapıldığı da
medyaya yansımıştı...
Bu yapılaşma,
ileriki yıllar için
bir tehlike sinyalidir...
Suriyeli sığınmacılar
tartışması,
şimdilerde
yeniden alevlendi...
Kimileri, "sorgusuz sualsiz yurtlarına
dönsünler" istiyor...
Kimileri, Şam yönetimiyle
gerçekleştirilecek
işbirliğiyle sorunu çözme peşinde...
Kimileri de "onurlu geri dönüş" diyor...
Ben de bu insanların
yurtlarına dönmelerini
isteyenlerdenim ama
hepsinin değil elbette!..
En başta dilenciler,
hiçbir mesleği olmayanlar
ve asalak geçinip,
birtakım gayrimeşru işlere bulaşmış
olanlar, bir gün dahi bekletilmeden
ülkelerine gönderilsin!..
Doktor, mühendis gibi
insanlar
isterlerse kalsın varsın, sorun yok!..
Bakkal dükkanı açanlar değil,
fabrika yatırımı yapanlar da
kalsın!..
Türkiye'de 4 milyonun üzerinde
Suriyeli var...
Doğum oranlarının yüksek oluşu
nedeniyle
demografik yapıda
dengelerin bozulacağı
öngörülüyor...
Nitekim rakamlar da ortada...
Bu insanların
vatandaşlık elde edip, önemli bir
nüfusa sahip olduklarında
parti bile kurabileceklerinden
söz ediliyor...
Bu endişeler de haklı olarak
gündeme geliyor...
Bazı densizler, Suriyeli
sığınmacılar ile
Almanya'daki
Türkleri karşılaştırıyor ya
işte o zaman tepem atıyor...
Türkler, Almanya'ya sığınmacı
olarak değil, kalifiye eleman olarak
hem de sınavlardan geçerek gitti...
Öyle ki, o zamanlar Türk işçilerinin
dişine varana kadar bakıldı...
Ben de diyorum ki;
Suriyeliler kalacaksa
dişlerine değil ama
işlerine bakalım!..