Cemevlerine Muharrem ayının
10. gününe
denk gelen
"matem orucu"
öncesi
yapılan
saldırı sonrası,
olası provokasyonlara
karşı;
hem devlet aklı hem de
toplumdaki sağduyunun
gücü, 
tüm hesapları bozmuştur...
Alevi vatandaşların;
Peygamber Efendimizin
torunu,
Hz. Ali'nin oğlu
Hz.Hüseyin
ve beraberindeki
72 kişinin
Muharrem ayının
10. gününde
Kerbela'da Yezid'in ordusu tarafından katledilişlerinin
yıldönümünde,
"matem orucu"nun 
aşure ile açılacağı
günlerin arifesinde,
millete yeni acılar yaşatmak
isteyenlerin
hevesi, devlet aklı ve sağduyu
sayesinde kursaklarında
bırakılmıştır...
Sadece, Alevi vatandaşların değil,
Sünnilerin de
evinde
12 malzemeyle yapılan
ve 12 imamı hatırlatan
aşureler
pişirilip,
komşulara dağıtılmaktadır...
Böylesine ortak paydası olan
bu toplum,
12 Eylül öncesinde
Kahramanmaraş ve Çorum'da yaşanan
Alevi-Sünni çatışmalarını asla unutmamış
ve bu hainliği tezgahlayanları da
daima lanetlemiştir...
"Devlet aklı" demiştik...
Önceki gün Alevi vatandaşların
yoğun
yaşadığı
Havza'da, Kaymakam
Cengiz Nayman,
On İki Yıldız Kültür Bilim Eğitim ve Sosyal Yaşam Vakfı Cemevi'nde, Pir Sultan Abdal Derneği Şubesi tarafından düzenlenen iftar programına katılarak,
anlamlı bir mesaj vermiştir...
Ve orada ifade ettiği,
"Muharrem ayının bizlere en temel öğretisi, birlik beraberlik ve dayanışma duygularıdır" 
sözleri de
toplumsal hissiyatımıza tercüman olmuştur...
Bu arada, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Havza Şube Başkanı Necati Köse'nin de
"Bizler aynı toprağın üzerinde aynı bayrağın altında yaşayan ve hep birlikte güzel bir ülkeyiz. Allah birlik ve beraberliğimizi bozmasın" 
ifadesi de
Alevi ile Sünninin
"ayrılmaz bir parça"
olduğunu ortaya koymuştur!..
Aleviler, cem sırasında;
"Kerbelasız bir dünya" dileğinde
bulunur,
ben de buna bir ilave yaparak,
"Allah bir daha Kahramanmaraş ve Çorum olaylarını
bu millete yaşatmasın" 

diyorum...
Bu vesileyle 
Muharrem ayının İslam dünyasına
barış, kardeşlik ve huzur getirmesini
diliyorum...