Son günlerde siyaset, medya, sanat ve spor dünyasında yaşananlar, herkes için "ibretlik" aslında...
Mesleklerinde başarıya ulaşmanın sonucunda paraya ve şöhrete kavuşan söz konusu bu insanlardan bazılarının, zirvede bir süre kaldıktan sonra ilk rüzgardan kağıt gibi savrulmalarının bir nedeni var...
Bu, para ve şöhretin ağır yükünü taşıyacak donanıma sahip olamamaktır...
Ahlak manzumesi içinde direnci zayıf insanların bu gücün esaretinden kurtulabilmesi kolay değil...
Hele de şaşalı hayatların büyüleyici dünyasında...
Bu da bir "zaafiyet" imtihanıdır...
Gelişen koşullar içinde kısa sürede para ve şöhret gücüne erişenleri, bir mıknatıs gibi çeken bu yapı içinde rezil rüsva olmadan kurtulmak, deveye hendek atlatmaktan zordur...
O yapı "kurtlar sofrası"dır...
Zirvenin yakıcı sıcağı ve dondurucu soğuğuna karşı direnmeyi bilmeyenler, o sofrada sadece mezedir!..
Kaypak çevrelerinin yapay gücüne iman edip kendilerini "dokunulmaz" sananlar, günün birinde güvendikleri dağlara kar yağdığını görünce sudan çıkmış balığa dönerler...
Ve bu şımarıklıklarının bedelini itibar kaybıyla ödeyip milletin gözünden de düşerler!..
O yüzden zaaflarına karşı durmayı bilmeyen insanların kendilerine verdiği zararı, kırk düşman bir araya gelse veremez...
Oysa geçmişte yaşanan böylesine ibretlik yığınla örnek var...
Kimler neydi, ne oldu?..
Ancak bunlar, para ve şöhretle gelen şımarıklıkla geçmişe bile bakmaya gerek duymayıp sonunda güç zehirlenmesinin dehlizlerinde kaybolup giderler...
Rahmetli annemin sıklıkla ifade ettiği atasözüyle yazıya son noktayı koyuyorum:
"Asıl azmaz, bal kokmaz; kokarsa yağ kokar, aslı ayrandandır."