Dövizdeki artıştan ötürü aylığı pula dönen, iyiden iyiye yoksullaşan emekli, dul ve yetim temmuzdaki zammı pürdikkat bekliyor.
Asgari ücrete yapılacak ara zammın ardından 16 milyonu aşkın kitlenin aylık ve maaşına yansıtılacak artış gündeme gelecek. İşçi, esnaf ve çiftçi emekli aylığına refah payı ile birlikte yüzde 35-45 arasında kademeli zam yapılacağı ısrarla vurgulanıyor. 
Siyasi iradenin aylıkları ne kadar artıracağı merak ediliyor. Öyle ya insanlar, bunaltan hayat pahalılığından ve seçimin ardından iğneden ipliğe her şeye her gün gelen zamma, cüzdanların boşalmasına isyan ediyor. 
Bağıtlanan toplu iş sözleşmesiyle 700 bin kamu işçilerinin en düşük ücreti 21 bin 500 liraya yükselmişti. Memur sendikaları ayağa kalkarak en düşük memur maaşına da yüksek oranlı artış talep etmişti. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, en düşük memur ve memur emekli maaşının net 22 bin lira olacağını açıklamıştı.
En düşük memur maaşının, kamudaki en düşük işçi ücretine eşitlenebilmesi için yüzde 82.3 oranında zam yapılması gerekiyor. Yani Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği sözün karşılanabilmesi en düşük memura aynı oranda artış verilmesine bağlı. Aynı şekilde emekli aylıklarına da mevcut dengeyi koruyacak şekilde zamların yapılması gerekiyor. Aksi halde ücret, maaş ve aylıklar arasında derin fark oluşacak. Böyle bir tablo karşısında toplumda doğal olarak hoşnutsuzluk ve yakınmalar artacaktır. 
Seçim öncesi, nisan ayında en düşük emekli aylığı 7500 liraya, bayram ikramiyeleri de 2 bin liraya yükseltilmişti. Ancak ilgili yasada dul ve yetimlere yer verilmediğinden yüz binlerce dul ve yetim 7500 liralık artıştan yararlanamadı. Anlaşılmaz şekilde kapsam dışı bırakılan gariban insanlar TBMM Genel Kurulu’nda önümüzdeki günlerde çıkarılacak yasal düzenlemede haksızlığın giderilmesini istiyor. Hala 3-5 bin lira arasındaki aylığa talim eden dul ve yetim var. 
Her ne denli en düşük aylık 7500 liraya yükseltilse bile kök aylık 5500 lira olarak duruyor. Eğer değişiklik yapılmazsa emekliye temmuzda verilecek zam kök ücret olan 5500 liranın üzerine eklenecek. Bu da emekliye bir şey kazandırmayacağı gibi, daha yoksullaşmasına yol açacak.
Kamuoyunda oluşan haklı tepki ve yakınmaların giderilmesi için öncelikle nisan artışından yararlanamayan dul ve yetimin alacağı  ödenmeli. Yüksek olasılıkla 7500 liranın üzerine çıkarılacak en düşük aylık kök ücret  olarak saptanmalı. Yoksa daha çok mağduriyetlere neden olur aksi bir düzenleme.
Özellikle toplumun en az gelirine sahip dul ve yetime  insanca yaşayabilecekleri bir aylık vermek zorunda siyasi irade. Zira her şeyin ateş pahası olduğu ortamda 4-5 bin lira gibi saçma para ile nasıl geçinebilsinler?