Kur'an-ı Kerim'de
"Kadir Gecesi"
dışında
"kandil" var mı
yok mu 
tartışmaları,
Türkiye Diyanet Vakfı'nın
ortaya koyduğu
net açıklamalara rağmen
hala sürüyor...
Önce, Türkiye Diyanet Vakfı'nın
açıklamasına bir göz atalım:
"Müslümanların cuma ve bayramlar dışında bazı gün ve gecelerde dinî-tarihî olayları hatırlayarak heyecanlarını tazelemeleri ve bu münasebetle bazı etkinliklerde bulunmaları tabiidir. Ancak, doğruluğu sabit olmayan veya uydurulan rivayetlere dayanan bazı ibadet şekillerini ifa tasvip edilemez. Dinî hayat süreklilik ve kararlılık isteyen zihnî ve kalbî bir yatkınlıktır. Yılın birkaç gün veya gecesinde dinî hayatı yaşayıp belli davranışları tekrarlamak dindar olmanın dünyevî ve uhrevî sonuçlarını doğurmaz. Bu açıdan bakıldığında kandiller münasebetiyle gösterilen faaliyetler doğrudan İslâm’ın bir emir veya tavsiyesi değil çeşitli İslam toplumlarının gelenekleri konumundadır"... 
Her şey ortada...
Dini konularda
"ahkam" kesecek
değilim...
Ancak, bu konulardaki
tartışmaları
dikkatle takip ederim...
Geçen cumartesi
günü "Berat kandili"
vesilesiyle
attığım mesaj
sonrası
"Kandil yok ki" diyen
bir arkadaşımla
konuyu tartıştım...
Dostlarım ve
büyüklerime
attığım
mesaj şöyleydi:
"Var veya yok,
diye tartışmak yerine
insanların birbirini hatırlayıp, iyi dileklerde bulunması güzel bir davranış
değil mi?"
...
Mesajın devamında da
"sağlık, huzur ve mutluluk" dilemiştim...
Bu mesaja, güzel duygularla
karşılık almıştım...
Hatırladık ya da hatırlandık da
zarar mı gördük?..
Aksine, pozitif enerji yüklenmiştik...
"Anneler Günü, Babalar Günü ve Sevgililer Günü" gibi anmalara
karşıyım...
Çünkü, bir insan anne
ve babasını
özel bir günde
değil;
fırsat bulduğu her zaman
hatırlar, 
"baş tacı" eder...
"Karşıyım" demiştim
ama buna rağmen
dostlar ve büyüklere
hal-hatır sormalar,
iyi dileklerde bulunmalar
insanları
mutlu ediyor...
Ne demiştik?..
Kandil var ya da yok!..
Türkiye Diyanet Vakfı,
noktayı koydu zaten...
Kim
tartışırsa
tartışsın varsın!..
Asıl mesele,
bir vesile yaratılarak,
insanların
sevdiklerini
hatırlama
fırsatını
yakalamasıdır!..
Güzel insanlara selam olsun!..


Not: "Sevgisizliğin girdabından kurtulmak" başlıklı yazımda,
CHP Büyükşehir Belediye Başkan
Adayı İnşaat Mühendisi Cevat Öncü'yü sehven "mimar",
olarak yazmışım. Kendisinden ve okuyuculardan
özür dilerim...