Müslüm Gürses Kimdir? Ölüm Sebebi Nedir?  Müslüm Gürses’in ölümü araştırılan konulardan birisi oldu. Bir döneme damga vuran ünlü sanatçı Müslüm Gürses’ün ölüm sebebi merak konusu oldu. Peki Müslüm Gürses kimdir, ölüm sebebi nedir? Milyonlarca dinleyeni olan ünlü sanatçı Müslüm Gürses'in ölüm sebebi araştırılan konulardan birisi oldu. Müslüm Gürses nasıl öldü sorusuna arama motorlarında yanıt aranmaya başlandı. Arabeskin efsane isimlerinden Müslüm Gürses, 7 Mayıs 1953'te Şanlıurfa'nın Halfeti ilçesi'nin Fıstıközü köyünde dünyaya gelmişti. Müslüm Gürses Kimdir? Müslüm Gürses ya da doğum adıyla Müslüm Akbaş 7 Mayıs 1953; Fıstıközü, Halfeti, Şanlıurfa - 3 Mart 2013, İstanbul), Türk arabesk ve halk müziği sanatçısı, besteci, söz yazarı ve oyuncu. Dünya genelinde "Father of Arabesque", Türkiye'de ise "Arabeskin Babası" ve "Müslüm Baba" olarak tanınmaktadır.Son yıllarda bazı pop ve rock tarzındaki parçaları da repertuvarına katarak Nilüfer'in "Olmadı Yar", Teoman'ın "Paramparça", Tarkan'ın "İkimizin Yerine", Bülent Ortaçgil'in "Sensiz Olmaz", Murathan Mungan'ın "Olmasa Mektubun", Kenan Doğulu'nun "Tutamıyorum Zamanı" ve Şebnem Ferah'ın "Sigara" adlı çalışmalarını da seslendirdi.1979 yılında ilk defa "İsyankar" filmiyle kamera karşısına geçen Gürses, toplam 40 sinema filminde rol almıştır. ÇOCUKLUĞU Şanlıurfa dönemi Annesi Emine Hanım ile babası Mehmet Bey önceleri Tisa olarak bilinen ancak adı 1960'lı yıllarda Fıstıközü olarak değiştirilen Şanlıurfa'nın Halfeti ilçesine bağlı bir köyde tanışmıştır. 1951 yılında evlendiklerinde henüz 17 yaşındaydılar, yaşamları yoksulluk içinde geçirmekteydiler. 7 Mayıs 1953'te Şanlıurfa'nın Halfeti ilçesinin Fıstıközü köyünde kerpiç bir evde Emine Hanım ile Mehmet Bey'in ilk çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Babası Mehmet Akbaş rençberlik yapmaktadır. Müslüm dünyaya gelince geçim sıkıntısı daha da dert olmaya başlamış ve çok geçmeden bu sıkıntılı dönemde Akbaş ailesinin Ahmet isminde bir çocuğu daha olmuştur. Bu köyde yaşamak onlar için çok zor olmaya başlayınca Emine Hanım akrabalarıyla konuşmuş ve daha iyi bir yaşam sürmeleri için taşınmaları gerektiğini söylemiş ve Akbaş ailesi ekonomik nedenlerden dolayı göç etmek zorunda kalmıştır. Adana dönemi Büyük umutlarla Adana Hürriyet Mahallesi'ne varmışlardı. Burada umutları tarifi olmayan acılara dönüşecekti. Yoksulluk yine aynı yoksulluktu. Bu mahalleye alışmaları zor olmamıştır. Baba Mehmet Akbaş çoktan alışmış ve kısa zamanda lakabı Deli Mehmet olmuştur. Emine Hanım çalışmaya başlamış, Müslüm ise o yokken kardeşi Ahmet'e bakmak zorunda kalmıştır. Daha o yaşlarda iken Müslüm'ün davranışları olgun bir erkek gibiydi, hiç çocuk olamamıştır. Okula başladığında bile yaşıtlarıyla hiç oynayamamış ve bir kenarda oturup oyun oynayanları seyretmiştir. Okuldan çıkınca da hemen eve koşup annesine yardım etmiştir. Bu dönemde bir kız kardeşi daha dünyaya gelmiş ve Müslüm'ün sorumluluğu daha da artmaya başlamıştır. Müslüm burada hayatı erken öğrenmek zorunda kalmış ve dirseğini okul sıralarında değil, kunduracıda terzi tezgahında çürütmüştür.   Sanat yaşamı Müslüm Gürses'in Esrarlı Gözler albümü 19.haftasında 1. sırada Gürses, şarkıcılığa 1965 yılında, küçük yaşta Adana'da bir çay bahçesinde şarkılar söyleyerek başladı, aynı zamanda halkevine de gitti. Terzi çıraklığı ve kunduracılık yaptı, o yıllarda bir gazinoda sahneye çıktı. Ayrıca ilkokuldan mezun olduktan sonra 14 yaşındayken, 1967 yılında Adana Aile Çay Bahçesi'nde düzenlenen yarışmaya katılmak istedi. Babası Mehmet Akbaş oğlunun yarışmaya katılmasın diye saçını kesti. Gürses yine de yarışmaya katılmış ve birinci olmuştur. Sesiyle küçük yaşlarda dikkat çeken Gürses, kendisiyle yapılan bir röportajda o dönemle ilgili olarak şunları söylemiştir: "İlkokulu bitirdim. Gerisi yok. Adana'da damda yatarken uzun hava okudum. Arkadaşım Halkevine gidiyordu. Ben de gittim. Derken Çukurova Radyosu'nda sanatçı oldum. "Soyadını da orada çalışırken "Gürses" olarak değiştirirler. 'Baba' lakabını nasıl aldı 1967 yılından itibaren TRT-Adana-Çukurova Radyosu'nda da her hafta Cumartesi günü canlı olarak türküler söyledi. 1968 yılından itibaren piyasaya ilk 45'likleri çıkarmaya başladı. İlk plağı 1968 tarihli Emmioğlu/ Ovada Taşa Basma plağıdır ve Ömür Plak, Adana basımıdır. Ömür Plak ile toplam 4 adet 45'lik yaptı. İstanbul'a gelen Gürses, Selahattin Sarıkaya'nın sahibi olduğu Sarıkaya Plak ile 2 adet 45'lik plak doldurdu: Giyin Kuşan Selvi Boylum/ Hayatımı Sen Mahvettin ile Gitme Gel Gel/ Haram Aşk. Daha sonra 1969 yılında yine İstanbul'da Palandöken Plak firması ile ilk çıkış parçası olan Sevda Yüklü Kervanlar şarkısını içeren Sevda Yüklü Kervanlar (Gazelli)/ Vurma Güzel Vurma isimli 45'lik plağı çıktı. Bu plak tam 300.000 adet satarak rekor kırmıştır.1971 yılında ise Hülya Plak firması ile ikinci çıkış parçası olan Ben İnsan Değil Miyim? şarkısını içeren Ben İnsan Değil Miyim/ Seni Sevmek İçin Ölmek Mi Lazım isimli 45'lik plağı çıktı.1973 yılında Mamak'ta askerliğini yapmıştır. Gürses, Palandöken Plak firması ile tam 13, sonra Bestefon Plak firması ile tam 4, daha sonra Hülya Plak ile 15 ve nihayet Çınçın Plak ile 2 adet 45'lik plak doldurdu.1980 yılında Emre Plak firmasından Esrarlı Gözler albümünü çıkartmıştır. Albümün 2 milyon sattığı söylenmiştir. Albüm Türkiye ve Almanya başta olmak üzere tüm dünyaya arabesk tarz müziği tanıtan ve sevdiren en marjinal albümlerden birisidir. Albümde hareketli kabul edilebilecek hiçbir parça bulunmamaktadır. Gürses'in artık Müslüm Baba olduğu albümdür. Gecekondu kalabalıkları Orhan Gencebay'a Kral, Ferdi Tayfur'a Abi derken Gürses Baba lakabını almıştır. Eserleri neler? 1986 yılında Bayar Müzik firmasından çıkardığı Küskünüm albümü Türkiye'de tüm zamanların en çok satan albümüdür. Albüm sadece yasal olarak en az 12 milyondan fazla satmıştır.1987 yılında Elenor Müzik firmasıyla 5. albümü olan Gitme albümü yayımlanmıştır. Albüm satış rekoru kırmış ve albüme ismini veren Gitme şarkısı 1987 yılının en iyi şarkısı seçilmiştir.1990 yılında Uğur Plak firmasından çıkardığı Benim Kaderim/ Arkadaş Kurbanıyım albümünde yer alan Benim Kaderim şarkısında pes ve tiz seslerin aynı anda okunmasıyla Türkiye'de ilk kez çift ses kullanılmıştır.1998 yılında ise Gürses'in o dönemde 14 yıl boyunca albümlerini çıkardığı Elenor Müzik firmasıyla Müslüm Gürses Klasikleri albümünü yaptıktan sonra Gürses'in Elenor Müzik firmasıyla yolları ayrılmış ve 1999 yılında Ulus Müzik'e transfer olmuştur. Gürses'in 1999 - 2001 yılları arasında Elenor Müzik etiketiyle yayımlanan Garipler, Arkadaşım, Zavallım, Müslüm'ce Türküler 2001 ve Sadece (Türk Sanat Müziği) albümlerinde yer alan şarkılar Gürses'in 1999'dan önce seslendirdiği şarkılardır.1 Şubat 2006'da Gönül Teknem/ Sen Olmayınca adlı albümü Seyhan Müzik etiketiyle raflardaki yerini almıştır. Daha sonra Gürses'in yazar Murathan Mungan'la hazırlıkları 2 yıl süren ortak projesi "Aşk Tesadüfleri Sever" 18 Nisan 2006'da Pasaj Müzik etiketiyle müzik marketlerdeki yerini aldı. Mungan'ın sözlerini yazdığı, David Bowie'den Garbage'a, Leonard Cohen'den Jane Birkin'e birçok yabancı müzisyenin bestesini yaptığı şarkıları seslendirdi. Sonra 6 Şubat 2009'da yine Pasaj Müzik firmasından çarpıcı bir albüm olan "Sandık" albümü ile Müslüm Gürses sahnelere geri döndü. Albümde Gürses'in Öykü Gürman ile düet yaptığı Sarıl Bana şarkısı 3 günde 1.5 milyon satarak rekor kırmıştır. Böylece Gürses internet alanında da kendi rekorunu elde ederek Türkiye'de tek şarkı üzerinden yasal olarak en çok satan sanatçı olmuştur.2010 yılının Kasım ayında yeniden Pasaj Müzik ile "Yalan Dünya" isimli bir albüme imza attı. Gürses'in ölümünden sonra da albümleri yoğun ilgi görmeye devam etmiş ve ölümünden sonra ilk 4 günde en az 1 milyondan fazla sattığı söylenmiştir.2013 yılında ise Gürses'in tamamlayabildiği son albüm olan Veda - Ervah-ı Ezelde albümü için Gürses hayattayken "Ölürsem albümün adını Veda koyun." şeklinde vasiyetinde bulunmuş ve ölümünden 40 gün sonra çıkan bu albüm, albüm satışlarının az olmasına rağmen sadece 2 saatte 25 bin satarak tükenmiştir. Korsan albümü en çok çıkan sanatçı olmakla birlikte bir gazetede Gürses'in sadece 6 ayda 20 kaset yaptığı yazılmıştır.   Doğum tarihi karışıklığı Gürses'in doğum tarihi kimliğinde 5 Temmuz 1953 olarak belirtilmiştir fakat Gürses 16 Eylül 1998'de Esra Ceyhan'ın sunduğu Esra Ceyhan Show programında ve 26 Ocak 2007'de Beyazıt Öztürk'ün sunduğu Beyaz Show programında gerçek doğum tarihini 7 Mayıs 1953 olarak açıklamıştır. Geçirdiği trafik kazası Gürses 1978 yılında Tarsus'tan Adana'ya dönerken alkollü araç kullanan şoförün yolda duran tırı fark edememesi sonucu büyük bir kaza gerçekleşerek şoför hayatını kaybetmiş, Gürses ise öldü sanılarak morga kaldırılmıştır. Sonra Gürses'in yaşadığı fark edildikten sonra hemen ameliyata alınmıştır. Gürses'e ameliyatta beynini koruyacak plaka takılmış ve alnına alacağı en ufak bir darbede kör olma hatta ölme tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktı. Gürses bu plakadan dolayı sorulara geç cevap verecek olması nedeniyle insanlar Gürses'i alkollü zannetmiştir. Koku alma duyusunu tamamen, işitme duyusunu da yüzde 50 yitirmiş ve yavaş konuşmaya başlamıştır. Gürses geçirdiği kaza ile ilgili olarak şunları söylemiştir: "78-79 yılıydı. Tarsus'ta bir gazinoda konserim vardı. Şoför arkadaşımız beni her gece iş bittikten sonra evime götürüyordu. Yine gecelerden biri program bitti, arabaya bindik ama içimden bir ses arkaya otur dedi. Program yorgunluğundan olsa gerek sızmışım. Sonra yolda duran bir tıra çarpıyoruz. Yolda jandarmalar tesadüfen fark etmese ölebilirdim. Sonra alıp hastaneye götürmüşler… Ben ölümü yaşadım aslında… Bana göre yeniden hayata dönmüş olmam, Allah'ın bir lütfudur. Alın kemiğim un ufak olduğu için en küçük bir darbede ölebilir ya da kör kalabilirim… Ameliyatta alnıma beynimi koruyacak plaka gibi bir şey taktılar… O korkunç kazadan sonra koku alma duyumu yitirdim… Hiçbir kokuyu alamıyorum ne yazık ki şimdi… Çok kuvvetli parfümler ispirto kokusu veriyor bana… Ayrıca işitme duyumu da yüzde elli yitirdim… Çok ağır işitirim… Neyse, buna da şükür, yaşıyoruz işte…" Sesi hakkında yapılan testler 1995 yılında Japonya'daki bir ses laboratuvarında Japon ses mühendisleri tarafından Müslüm Gürses'in sesi incelenmiş ve yapılan testler sonrasında Gürses'in sesini yüzde yüz kusursuz kullandığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Müslüm Gürses'in ses genişliği en az 3.5 oktavdır, bu ses genişliği operacılarda bulunmaktadır. Müslüm Gürses Müzik ve Sanat Müzesi Gürses'in ölümünden sonra Şanlıurfa Valiliği tarafından Gürses'in anısına müze yapmış ve 5 Ekim 2013'te Müslüm Gürses Müzik ve Sanat Müzesi açılmıştır. Müzeyi yıl boyu ortalama 200 bin kişinin ziyaret ettiği söylenmiştir. Müslüm Gürses Nasıl Öldü?  Sanatçı, 1986 yılında ses sanatçısı Muhterem Nur ile dünyaevine girdi ve çiftin çocuğu bulunmuyor. Müslüm Gürses, 15 Kasım 2012 tarihinde Perşembe günü tedavi gördüğü hastanede geçirdiği by-pass ameliyatından sonra akciğer ve kalp yetmezliği nedeniyle yoğun bakıma kaldırıldı ve solunum cihazına bağlandı. 3 Mart 2013'te, yaklaşık dört aydır tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. 4 Mart 2013 günü Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi. Ölümünden sonra yayımlanan şarkılar Müslüm Gürses'in ölümünden sonra Bayar Müzik firmasından 1, Seyhan Müzik firmasından 1, Kadırga Müzik firmasından 17, Elenor Müzik firmasından 20, Topkapı Plak firmasından 2 olmak üzere resmî olarak yayımlanmamış toplam 41 şarkısı yayımlanmıştır. Gürses'in resmî olarak yayımlanmayan bazı şarkıları arasında Seni Sevmeyen Ölsün, Sarı Saçlarından Sen Suçlusun, Eyvah Neye Yarar, Yalnızım, Yıkılmışım Ben gibi şarkılar bulunmaktadır.