İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “asgari ücret yılda bir kez belirlenmeli” diyerek, patronların asgari ücrete ara zam yapılmasına karşı olduğunu ifade etti.
Siyasi iradenin kararı uyarınca 2024 yılı için brüt 20 bin 2 TL, net 17 bin 2 TL olarak saptanan asgari ücrete önceki iki yılda olduğu gibi temmuzda ara zam yapılmayacağı açıklanmıştı. Buna göre 10 milyona yakın emekçi, bir yıl boyunca yüzde 49 artışla net 17 bin 2 TL’ye yükseltilen ücretle geçinmeye çalışacak.
Oysa asgari ücret TÜİK’e göre iki ayda yüzde 11.54 oranında gerçekleşen TÜFE karşısında erimeye başladı. Yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı ile baş etmekte zorlanan emekçinin satın alma gücü gerilemeye başladı. Ramazan ayında temel gıda gereksinimlerini satın alabilmek için hayli zorlanan asgari ücretlinin eline geçen para, ilerleyen aylarda kuşa dönecek. Zira sürekli düşeceği vurgulanan yüksek enflasyon milyonlarca emekli, dul ve yetim gibi asgari ücretliyi de umarsız bırakıyor.
İTO Başkanı Avdagiç, emekçinin içinde bulunduğu ekonomik durumu görmezden gelerek, “Asgari ücret yılbaşında bir yıllık açıklandı. İş dünyası bütçelerini buna göre yaptı. Bizim spekülasyonlarla işimiz yok. Devletin söyleminin bu sene geçerli olduğunu görüyoruz” sözleriyle patronların asgari ücrete yıl içinde ikinci zam yapılmasına karşı olduğunu dile getirmiş oldu.
Tabii işverenler maliyeti artıracağı gerekçesiyle ara zam istemeyebilir. Mevcut asgari ücretin işverene maliyeti 23 bin 502 TL. Lakin emekçinin yıl boyunca 17 bin 2 TL ile nasıl geçinebileceğini sorgulamıyor, empati yapmıyorlar. Onların tuzu kuru. İşyerinde çalıştırdığı, ürettiği, artı değer yarattığı emekçisini gözetmek, ara zamma kapıyı kapatmaması gerekiyor patronların. 
Mevcut koşullarda hayat parası olana güzel. Bir avuç milyoner varlığını katlayarak büyüyor. Diğer yanda garibanlar 15 TL- 30 TL arasında satılan Ramazan pidesini, iftariyeliklerini alabilmek ve iftar sofrası kurabilmek için hayli zorlanıyor. Hal böyle iken “Emekçiye bir yıl 17 bin TL ile geçinmeyi, emekliye 10 bin TL ile yaşamayı” layık görmek ne vicdanlara ne insanlığa sığar. 
Seçimin ardından halkın kemer sıkmasına yönelik yasal önlemlerin hayata geçirileceği belli. Sanki emeklinin, dul ve yetimin, emekçinin, çiftçi ve esnafın kemer sıkacak hali var da. En başta iki üç yerden maaş alanlar, çakarlı otomobillerle seçim konvoyu yapanlar,  milyarlarca TL ödenen sığınmacılardan tasarruf yapılsın, devletin olanakları ile gösteriş yapanlar kemer sıksın ki,  Hazine’nin kasası boşalmasın. 10- 17 bin TL maaş alan garibanlar yoksul hali ile nasıl kemer sıkabilir. Kemerde sıkacak delik kalmadı artık.   
 Kim ne derse desin 31 Mart’ın hemen sonrası, içinde yeni vergilerin bulunduğu, iğneden ipliğe her şeye zam geldiği, kredi kartı harcamalarının ve tüketimin kısıtlandığı acı reçete bekliyor halkı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ÖTV, KDV ve MTV’ye kesinlikle zam yapılmayacağını açıkladı. Göreceğiz bakalım zam yapılıp yapılmayacağını...
Genel durum böyle iken patronlar hızla eriyen asgari ücrete ara zam yapılmasını istemiyor. Onlar böyle düşünse de haziran ayı başında asgari ücrete ara zam tartışmaları gündeme gelecektir. Masaya işçileri temsilen oturan Türk-İş’in ikinci zam talebini ortaya koyması kaçınılmaz olacaktır. Çünkü tabanı zorlayacak ve talebini haykıracaktır. Asgari ücret ara zammında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın takınacağı tavır kuşkusuz belirleyici olacaktır.