Denizlerde av sezonu, 15 Nisan’da bitiyor. 1 Eylül’de büyük umutlarla açılan 2023-2024 av sezonunda, yine hüsran yaşandı.
Deneyimli balıkçılar, sezon başında hamsinin bol, palamudun az yakalanacağını açıklamıştı. Palamutta beklendiği gibi kıtlık olurken, hamsi de yüz güldürmedi. Sezon açılışından yılbaşına dek bol avlanan hamsi,  kalan bölümde deniz suyunun ısınmasından ötürü Karadeniz’i terk ederek, Gürcistan sularına göç etti. Mevsim balıkları çinekop, sarı kanat, lüfer, barbun  kıt avlandı. Artık denizlerimizde tadımlık avlanabilen kalkan, Afrika ülkelerinden ithal edilerek tezgahlarda yer aldı.
Girdi maliyetlerinin artması nedeniyle en ucuz balık olan palamut, hamsi, mezgit, istavrit yüksek fiyattan satıldı. Dar ve sabit gelirli kitle hamsi, mezgit ve istavriti bolca tüketemedi.
Denizlerde avlanan balık miktarı, her geçen yıl geriliyor. Aşırı avlanma, kirlilik, trol ve gırgır gibi balıkçı tekneleri, ekosistemin dengesini bozuyor. Denizin dibinde bulunan hayalet ağlar yaşamı tehdit ediyor. 
Türkiye’de 60 bin kişi balıkçılık yaparak ekmeğini kazanıyor. 14 bin balıkçı teknesi var. Bunlardan 700’ü trol ve gırgırdan oluşuyor. Bir sezonda toplam balığın yüzde 90’ı denizin dibini radarla tarayan trol ve gırgırlar tarafından yakalanıyor. Diğer tekneler avlanmadan yüzde 10 oranında pay alıyor. Trol ve gırgırların bu denli etkin olması denizleri kurutuyor.
Denizlerimizde hala 1930’lu yıllarda başlayan yöntemleri avlanma yapılıyor. Dünyadaki modern avlanma yöntemlerinin oldukça uzağındayız. Dünyada avlanan toplam balığın ancak yüzde 6’sı Türkiye’de yakalanıyor.
Aşırı kirlilik, Marmara Denizi’ndeki müsilaj, avlanmada gırgır etkinliği ve boy yasağına uyulmaması, kaçak avcılığın yaygınlaşması gibi etmenlerden ötürü avlanan balık miktarı, giderek azalıyor. 1980’lerde 650 bin ton olarak avlanan balık sayısı 2023 yılında 330 bin tona dek düştü. 1980’li yıllarda balık türü 20’nin üzerinde iken 2023’te 10’u bulmadı. Yılda 250 bin ton balık çiftliklerde yetiştiriliyor.
Avlanma miktarının azalması nedeniyle kalkan, Bulgaristan, Romanya ve Afrika ülkelerinden, mercan, sinarit, dil balığı, lagos, orfoz Afrika’dan, kalamar Hindistan ve Moritanya’dan, karides Endonezya ve Çin’den, ahtapot Portekiz ve İspanya’dan, istakoz Amerika’dan, barbun Senegal’den ithal ediliyor.
Temel tarım ürünlerinde olduğu gibi balıkçılıkta da dışa bağımlılığa doğru hızla ilerliyoruz. Oysa üç yanı denizlerle çevrili, 8 bin 333 kilometre kıyı şeridine ve 17 bin 7714 kilometre uzunluğunda nehirlere sahip Türkiye’ye balık ithali hiç yakışmıyor. 5 milyon nüfuslu, 6 bin 400 tekneye sahip Norveç, modern yöntemlerle sürdürdüğü avcılıkla 143 ülkeye balık satıyor.
Türkiye’nin 1980’lerdeki gibi fazla balık avlayabilmesi, türün artması, ekosistem dengesinin yeniden kurulması için Marmara başta olmak üzere denizleri en az iki yıl nadasa almak kaçınılmaz.
1 Eylül’de başlayacak yeni sezona dek denizlerde kıyı balıkçılığı ile mezgit, istavrit ve barbun  avlanacak...