Samsun İl Ticaret Müdürlüğü'nün
denetimlerini titizlikle sürdürdüğünü
biliyorum
ama "fırsatçı
takımı"

hiç boş durmuyor...
Hele de ramazanda...
Hileli mal satmak,
tartıdan çalmak,
eksik gramajlı ekmek-pide
üretmek
bilinen
şeyler!..
Bu ülkede
nüfusun yüzde 99'u
Müslüman olduğu
halde,
böylesine kutsal
bir ayda
vatandaşın cebindeki paraya
göz dikenler;
nasıl oluyor da
vicdan azabı çekmiyor?..
Nasıl oluyor da
bu "haram" parayı çoluk çocuğunun
boğazından geçirebiliyor?..
Anlayamıyorum!..
Her zaman ifade ediyorum...
İl Ticaret Müdürlüğü, Tarım İl Müdürlüğü
ve belediye zabıtalarının
denetimlerinde verilen
cezalar, caydırıcı
değil!.. 
Adamlar para cezasını
ödemeye hazır zaten!..
Onların korktuğu şey,
hapis cezasıdır!..
Gençlik yıllarımızda
vardı...
Stokçunun, karaborsacının
ve hileli mal satanın
gözünün yaşına bakılmaz;
hapis cezası verilirdi...
Bu da bir nevi hırsızlıktı, aslında...
Vatandaşın cebine böylesine yöntemlerle
elini uzatanların
"yankesici"den ne farkı var?..
Bu haliyle, devlet ne kadar
denetlerse denetlesin,
nafile...
Ayrıca, en çok da
ramazan ayında
bu ahlaksızlığın yapılması
zoruma gidiyor...
Bu nasıl Müslümanlık?..
Oruçlu insanlar,
telaşla alışveriş
yaparken,
ürünün de tadına bakamıyor haliyle...
Samsun Esnaf Odaları Birliği Başkanı Hacı Eyüb Güler'in
vatandaşa yaptığı
uyarıyı okudum...
Ancak, ne denetim ne de
uyarı işe yarıyor...
Toplumda, ahlaki erozyonun
sonucunda, "tuz" koktu...
Devlet, para yerine
hapis cezasının verilmesini sağlamadıkça;
bu devran dönecek ve
bizler de yazdıklarımızla
kalacağız!..
Vatandaşın üç kuruşuna göz dikenlere
yazıklar olsun!..