Bu ne şaşırmışlık
halidir,
anlamak mümkün değil!..
Depremdeki arama-kurtarma
çalışmalarındaki
eksiklikleri, gıda, giyecek
ve yakacak dağıtımındaki
organizasyon
zayıflığını
ya da
birtakım
gecikmişlikleri
uygun bir dille
eleştirmek başka,
bu ifade çok başkadır!..
"Deprem bölgesine ilk iki gün asker inmediği için korumasız kadınlara tecavüz edildi"
ne demektir, Allah aşkına?..
Bunu bir bilim insanı
sosyal medyada paylaşıyorsa,
söylenecek söz yoktur,
artık!..
Prof.Dr. Ahmet Ercan,
"Sonradan öğrendim, doğru değilmiş" deyip,
paylaşımı silmiş olsa da
ok yaydan çoktan çıkmıştır...
Çünkü, bu paylaşım, acayip biçimde yayılmış,
haber konusu da olmuştur!..
Eğitimli biri, böyle bir gaflete nasıl düşer,
anlayamadım...
Bu paylaşımla,
halen anası-bacısı o bölgede
olanların
yaşadıkları
ruh halini
izah etmek kolay mıdır?..
Yağma yapan şerefsizler
vardı elbette...
Hırsızlar da...
Ancak, bu "tecavüz" iddiası
çok ağır bir itham
olarak
bölgedeki iffetli genç kız ve kadınları
zan altında bırakmıştır!..
Ayrıca, devleti de
güvenlik zafiyeti
içinde göstermektir...
Köroğlu, "Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu"
demişti ya...
Sosyal medya da
öyle oldu maalesef!..
"Klavye şövalyeleri" bile bir tek kişiden
beğeni almak ya da
takipçi kazanmak uğruna;
çakma hesaplarla
en ağır hakaretleri, iftiraları,
yalanları
ortaya atmaktan
geri durmuyor...
Mahkemelerde,
bu nedenlerle açılan
binlerce
dava dosyası var!..
Eleştiriyle
hakareti
karıştırıp,
yalan ve iftira ile
kurgulanmış görüntülerle
kamuoyunu aldatanların
zerre kadar
vicdan azabı duyduğunu sanmıyorum...
Doğru kullanıldığında
hayatları kurtaracak sosyal
medyayı, insanların
"hayatını karartma"
aracı olarak kullananların
ruh sağlığının
yerinde olduğunu da düşünmüyorum...
Küfür nedir ya!..
Bu aslında,
söyleyecek sözü olmayanların
tükenmişliğidir!..
"Her şerde bir hayır vardır" derler ya!..
Deprem Uzmanı Prof.Dr. Ahmet Ercan'ın
akıllara ziyan bu paylaşımı
ve sonrasındaki
gelişmeler,
belki bu tür 
sorumsuz davranışların
önüne geçer!..
"Temenni" ediyorum ama
çok zor be!..