Cumhurbaşkanı Erdoğan, aylıkların iktidarları dönemlerinde 27 kat arttığına işaret etse bile Türkiye’deki emeklilerin dünyanın en yoksul kesimi arasında yer aldığı uluslararası rapor ile belgelendi.
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) sosyal güvenlik raporuna göre, emeklisi en yoksul birkaç ülkeden biri Türkiye. Dünyada 4.1 milyar kişi sosyal güvenlik şemsiyesinden yoksun ve ciddi yoksulluk tehlikesiyle karşı karşıya. Türkiye’de nüfusun 79.8’i en az bir sosyal güvenlik koruması altında bulunurken, geriye kalan yüzde 20.2’si hiçbir güvenceye sahip değil ve korunaksız.
ILO’nun raporu, Türkiye’deki emeklilerin yoksulluk göstergesi olarak belirlenen yüzde 50’lik sınırın çok altında olduğunu ortaya koydu.
Uganda’da en düşük emeklilik aylığı ülkenin yoksulluk sınırının yüzde 43.5’ine denk geliyor. Bu oran Mısır’da yüzde 91.2, Endonezya’da yüzde 56.1, Azerbaycan’da yüzde 46.6, Mozambik’te yüzde 32.7 ve Türkiye’de yüzde 21.17 düzeyinde. 
Yıllarca çalışarak primini ve vergisini ödeyerek emekli olan gariban kitlenin iç açıcı olmayan durumu, bir türlü onarılamıyor. Bekledikleri yasal düzenlemeler yaşama geçirilmiyor, hep öteleniyor.
13 milyon 662 bin emekli, dul ve yetimin yarıdan fazlası eline geçen  2.500 lira ve altındaki aylıkla geçinmeye çalışıyor. Asgari ücretin net 4.253 lira olduğu, açlık sınırının 5 bin lirayı aştığı günümüzde aşırı hayat pahalılığı karşısında son derece düşük aylıkla geçinebilmek için mucize gerekiyor. Çarşı pazarın gerçek enflasyonu yüzde 60’ı aşmışken, aylıklara geriye dönük yaşamın gerçeklerinden uzak 6 aylık enflasyon oranında yapılan zam satın alma güçlerini yükseltmiyor. Aksine zam sağanağı altında geriletiyor.
SSK emeklileri (4/A) ve Bağ-Kur emeklileri (4/B) Emekli Sandığı emeklilerinin (4/C) hayli altında bir gelire sahip. Bu ayrımcılık yetmezmiş gibi SSK ve Bağ-Kur emekli aylıkları arasında da göreceli fark var.
Bu ayrımcılık 2000 yılı önce SSK ve Bağ-Kur emeklilerine yönelik 2012 yılında hayata geçirilen ve aylıklarında 55 ile 350 lira arasında artış sağlayan intibak yasasından kaynaklanıyor. Bu düzenlemeden 2 milyona yakın emekli yararlanırken, 2000 sonrası emekli olan 5 milyon kişi bilinmeyen nedenden ötürü kapsam dışı bırakılmıştı.
Oysa, devlete aynı primi ve vergiyi ödediler. Ancak yasadan yararlandırılmadılar. Kapsam dışı bırakılanlara yönelik yeni intibak yasasının çıkarılacağı siyasi irade tarafından açıklansa bile 10 yıldır bu söz yerine getirilmedi. Emekli aylıklarının yeniden düzenlenmesi, 3600 ek gösterge ile Emeklilikte Yaşa Takılanların (EYT) sorunları gündemde iken,  2000 sonrası emeklilerin beklediği intibak yasası unutulmamalı. 
Eğer ikinci intibak yasası çıkarsa ILO’nun raporuna göre, dünyanın en yoksul kesimi arasında yer alan emeklilerimizin aylığında hatırı sayılır düzeyde artış olacak ve bir ölçüde soluklanabilecekler...