Karadeniz’de istisnasız her yaz, bu aylarda sel felaketi yaşanıyor, can kayıpları oluyor. İki gün önce Rize’nin Güneysu ve Ardeşen ilçeleri ile Muradiye beldesinde etkili olan yağışlar sonucu 2 kişi yaşamını yitirirken, sele kapılan 6 kişiyi arama çalışmaları sürüyor. Yazıyı hazırlarken acı bilanço bu şekilde idi. Belki de ölü ve kayıp sayısı artabilir. Umarım olmaz. Geçen yıl da Giresun’un Dereli ilçesinde oluşan selde 4’ü jandarma personeli olmak üzere 10 kişi hayatını kaybetmişti. Önceki yıllarda da aileleri acıya boğan, önüne geleni denize sürükleyen sel felaketleri gerçekleşmişti. Karadeniz’de istisnasız her yaz aynı felaketler meydana geliyor, can kayıpları oluyor. Karadeniz bol yağış alan bölge. Özellikle Samsun’dan Artvin’e dek uzanan birimlerde yağışlar daha yoğun . Aşırı yağışın yanı sıra o kadar uyarılara karşın dik yamaçlara ve dere yataklarına yapılan evler de az yağışta bile felakete ve ölümlere davetiye çıkarıyor. Tehlikeli yerlere çok katlı imar izni, yetersiz denetimsizlik, ya da bölge insanlarının inatçı tutumu. Ne derseniz deyin sonuçta bu olumsuzlukların bedelini yine o insanlar canlarıyla ödüyor. Gözümüz gibi korumamız gereken yaylalar hızla betonlaşıyor. Karadeniz ile özdeşleşen yeşilin her tonunu bünyesinde barındıran yaylalar rant uğruna beton yığınlarına evriliyor. Oysa bir çivi bile çakmayarak özgün doğasını korumak yaylaların gelecek kuşaklara bırakılması adına son derece önemli. Belediyeler denetimleri daha sıkı tutsa, dere yataklarına kesinlikle imar izni vermese doğal felaketlerde acı sonuçlar yaşanmaz. Belirli aralıklarla ucube binaların yıkılması gündeme geliyor. Ancak, o sözler bir süre unutuluyor, iç karartan yapılar varlığını hala koruyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın memleketi Güneysu’da da sel felaketi yaşanıyorsa varın gerisini düşünün. Elbette, yağmur ve sel doğal afet ve önlenemez. Lakin, buna karşı önlemleri almak, ıskalamamak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile yerel yönetimlerin temel görevi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uyarılarına rağmen bölgede hala dere içinde ve yaylalarda yıkılamayan çok sayıda kaçak yapılar mevcut. Sel felaketlerinin ve acıların yaşanmaması için öncelikle ölüme davetiye çıkaran bu ucube binaların ortadan kaldırılması ve yerleşim birimlerinin alt yapılarının yeniden elden geçirilmesi şart. Akdeniz, Ege, İç Anadolu ve Güney Marmara kuraklıktan kavrulurken, Karadeniz’de aşırı yağışların can kayıplarına yol açması yeşil doğanın ve çevrenin insan eli ile yok edilmesi sonucu kendini iyiden iyiye göstermeye başlayan küresel iklimin acı sonucu. Marmara Denizi’ndeki müsilaj gibi Türkiye giderek kirleniyor, yeşil ve doğa yok oluyor. Yoksa bugünler iyi günlerimiz mi?