Dijitalleşen dünya ile teknoloji artık hayatımızın her yerinde yer alıyor. Gerek iş gerekse kendi arzularımıza göre kullandığımız sosyal medya platformlarında, her birimizin en az bir hesabı bulunması neredeyse zorunlu hale geldi. İnsanların hayatını kolaylaştırıyor ve keyif veriyor olsada her şey gibi sosyal meydanın abartılı kullanımı da çok tehlikeli. Ayrıca sosyal medya platformlarının da çok çabuk tüketildiğini görüyoruz. İnsanların bu tüketimi konusunda bir proje geliştiren sosyal medya uzmanları gelecek yıllarda kullanılacak uygulama, platformları daha şimdiden belirliyor.  Fakat piyasaya sürmüyorlar, çünkü sürekliliği devam ettirmek zorundalar.

Hatırladığım kadarıyla bir araştırma sonucunda, 52 milyon aktif sosyal medya kullanıcısı olduğu açıklanmıştı. Bu verilerden de anlaşılacağı gibi sosyal medyanın hayatımızdaki yeri büyük. Ayrıca hayatımızı önemli ölçüde etkilediği de su götürmez bir gerçektir.

Fakat benim asıl dikkat çekmek istediğim nokta özellikle genç kuşağın bu platformlarda uzun süre vakit geçirmesi ve bütün hayatını bu mecralar üzerinde kurması. Sosyal medya insanları, öyle olmasa dahi hayatlarını mükemmel gösterme yarışına girmiş durumda. Bu yarışı dışarıdan izleyen takipçileri ise hayatlarını başkalarının hayatlarıyla kıyaslamaya başladı. Gerçek hayatların yerini sanal hayatlar alıyor.
Yaratılan sanal ve sahte hayatlar ise pek çok kullanıcıyı kendi hayatlarından memnun olmama durumuna getiriyor. Bireyler izlediği o mükkemel hayatlara özenip onlar gibi olmaya çalışırken kendi gerçekliğinden uzaklaşıyor. Ve bu durum ciddi sorunlara yol açarak kişinin hayatını olumsuz etkilemektedir.