Yozgat Halk Sağlığı Müdürü M. Akif Karaarslan, değişen dünya düzeni çerçevesinde kadın sorumluluğunun daha da arttığını belirterek, kadınların toplum tarafından desteklenmesi, şiddetten korunması ve ayrımcılıkla karşılaşmaması gerektiğini söyledi.
Yozgat Halk Sağlığı Müdürü Dr. Karaarslan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle yaptığı açıklamada, sağlıklı, huzurlu, sağduyulu ve başarılı toplumdan bahsedebilmenin en temel unsurları o toplumun bireylerini yetiştiren kadınların eğitimli, donanımlı ve kendine güven duyar olmasıyla bağlantılı olduğunu belirterek, “Değişen Dünya düzeni çerçevesinde sorumlulukları daha da artan kadınlarımızın bu sorumluluklarını hakkıyla yerine getirebilmeleri için toplum tarafından desteklenmeleri, hak ve özgürlüklerinin farkında olmaları, şiddetle yüz yüze gelmemeleri ve ayrımcılıkla karşılaşmamaları gerekmektedir. Bunları sağlayabilmek için yasal düzenlemeler önemli olsa da asıl rol önce bireylere sonra da toplumun tamamına düşmektedir. Kadınlarımızın güçlü bireyler olarak kendi ayakları üzerinde durmaları, iş ve sosyal hayatta yerlerini alabilmeleri kadın erkek tüm vatandaşlarımızın bilinçlenmeleri ile mümkündür. Bu bilincin sağlanmasıyla kadınların eğitimi önündeki engeller kalkacak, kadınların siyasete, iş hayatına, bilimsel faaliyetlere, sanata katılım oranları olması gereken seviyelere ulaşacaktır” dedi.
Erkek çocukları gibi kız çocuklarının da eğitimlerine devam etmesi aileleri tarafından her zaman desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Karaarslan, “Günümüzde eğitime devam eden kız çocuklarının erkek çocuklara göre bugün dünyada ve ülkemizde kız çocukların eğitim kurumlarına devam oranlarının erkek çocuklarına göre daha az olması, kız çocukların çok erken yaşlarda evlendirilmesi, kadınların ekonomik olarak bağımsız olmamasına ilişkin tablolar sık olarak karşımıza çıkmaktadır. Kadının sosyal ve kültürel yaşam etkinliklerine katılımının yetersiz olması da sık yaşanan sorunlar arasındadır. Bu durumda kadının yaşamının büyük bir bölümü ev işleri ve çocuk bakımı ile geçmektedir. Yaşam boyu toplumda sosyal haklarına ulaşamayan kadının çocuklarının da benzer sorunları yaşama olasılığı son derece yüksektir. Bu sorunların yaşandığı ailelerde toplumsal olarak kadından beklenen ev yaşamı sorumlulukları ve görevleri “kız çocuklara”, öğretim kurumlarına devam ederek gelişme ve sosyal yaşama katılma şansı da “erkek çocuklara” aktarılma olasılığı çok yüksektir. Bu kısır döngünün kırılması, gelecek nesillerin topluma katkılarını artırabilmek için kız çocukların ve kadınların eşit haklara sahip olması gerekmektedir ”diye konuştu.